Ülkemizde turizm sektörünün büyümesine paralel olarak yatırımlardaki artış da sürüyor. Yatırımların büyük kısmını yerli yatırımcı yapıyor. Yabancı ortaklıklara girenler de var tabi. Türk turizminin son yıllardaki hızlı performansı elbette yabancı yatırımcıların ilgisini çekiyor. Evet, turizmde yerli yatırımcının kurduğu otel zinciri sayısı ve yatırım miktarı giderek artıyor. Bu gruplardan, Antalyalı Okutan ailesinin yüzde 80, Mersinli Aydın ailesinin yüzde 20 hissesi bulunan Fame Grubu'nu yakından tanımak üzere birkaç saatliğine Antalya'ya uçakla gidip geldim. Fame Grubu 1988 yılında girdiği otelcilik sektöründe, 2'si 5 yıldız, 2'si 4 yıldız ve 1'i 3 yıldız olmak üzere 5 otele ve toplam 2 bin 500 yatak kapasitesine ulaşmış. Her başarı hikayesinin tohumunun atıldığı günleri merak ederim. Peki bu grubun ilk atılımı nasıl olmuş? Almanya'da çalışan Fatma ve Mehmet adlı karı koca, Kemer'de 3 yıldızlı bir otel işletiyor. 1988'de Antalya yerlisi olan Okutan ailesi bu oteli satın alıyor. Pamuk-çırçır fabrikaları varken, tekstilde gelecek görmeyerek turizme yöneliyor. Grubun İngilizce 'şöhret' anlamına gelen ve İngilizce telaffuz edilen bu ismi, hikayenin başındaki 'Fatma-Mehmet'in ilk 2 harfinin birleşiminden geliyor. İsim değişikliğine gidilmemiş. Hem de yabancıların yadırgamadığı bu uluslararası markayla yurtdışına açılmayı düşünüyorlar. Mısır'da 400 odalı bir otel kurma planları olan Fame Residence Otelleri'nin Koordinatörü Erkut Kara ile bu işin detaylarını da konuştuk. Kara, Mısır'a yapılacak yatırım tutarının 80 milyon dolar olduğunu söyledi. Bir de İstanbul'un Anadolu Yakası'nda bir şehir oteli kurma planları var. "İstanbul tamam da neden Mısır?" diye sorduğumda, özetle şu cevabı alıyorum: "Mısır'da yatırım maliyeti düşük. Devlet desteği var. Sezon 12 ay. Yatırımın geri dönüşü hızlı. İşçilik maliyeti çok düşük." Evet, Mısır'da hava sıcaklığı her zaman turizm yatırımcısının lehine. Ayrıca yatırımlarda 3 yıl vergi ödenmiyor. 50 dolara personel çalıştırabiliyorsunuz. Türkiye'de yatırımın geri dönüşü 10 yılın üzerine çıktı. Mısır'da ise 6-7 yılda yatırım amorti ediliyor. Eh, bunlar düşünüldüğünde, Mısır cazip bir pazar. Mısır'ın avantajlarından tekrar Türkiye'ye dönersek; turizm ve otelciliği öğrenerek olgunlaşan Fame Grubu'nun Lara'daki oteli de diğer oteller gibi daha çok Ruslar'a yönelik. İhtişamlı lobi girişleri, altın varaklar, devasa tesisler, leziz açık büfe yemekler... Yarış dekordan ziyade en iyi hizmeti verme yarışı artık. Lara'da eskiden böyle bir bölge yoktu; şimdi 17 tesis var ve her biri 1000'er yatak kapasiteli. Etraftaki beton binaları ve çirkin çevre düzenlemelerini görmezsek, evet Lara bir turizm bölgesi. Erkut Kara, 'işlerin iyi gittiğini' söyleyip bunun şaşırtıcı olduğunu da itiraf ediyor. Siyasi belirsizliklerden dolayı yaşadığımız ekonomik durgunluk henüz turizmi vurmamış. Son yıllarda Rusya'dan gelen turist sayısında önemli artış olduğuna dikkat çekmekte fayda var. Her ne kadar Turizm eski Bakanı Atilla Koç, büyük bir gaflette bulunup 'Ruslar'ı görgüsüz' ilan etmiş olsa da, Antalya'da Rus patlaması yaşanıyor. Turizmde Türkiye'yi kurtardılar adeta.