AKParti, demokrasi manifestosunun sözlü kısmına hazırlanıyor. Muhtemelen, Temmuz ayı içinde sözlü savunma yapılacak. Sözlü savunmada, AK Parti beyin takımı, Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya ile karşılaşacak. AK Parti'nin Anayasa Mahkemesi'ne verdiği esas hakkındaki savunmada, "Bu davada partimize yaptırım uygulanmasını gerektirecek haklı hiçbir sebep bulunmamaktadır" denildi. Esas savunmada, "AK Parti hukuka aykırı eylemlerin değil, millete hizmetin, insan haklarının, demokrasinin, barış ve kardeşliğin, hoşgörünün ve Türkiye sevdasının odağı olmuştur. AK Parti'nin 6 yıllık iktidarı dönemindeki icraatları, onun; demokratik, laik ve sosyal hukuk devletinin teminatı olduğunu açıkça ortaya koymuştur" görüşü yer aldı.
Cumhurbaşkanı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkında savunma: "Kapatma davası açılmadan önce Cumhurbaşkanı seçilen Abdullah Gül'ün kapatılması istenen siyasi partiyle hukuki ve fiili bağı kalmadığından, dolayısıyla siyasi parti mensubu olmasından söz edilemeyeceğinden; iddianamenin Gül'le ilgili bölümleri dayanaktan yoksundur."
İçişleri Bakanı İçişleri Bakanı Beşir Atalay hakkında savunma: "Başsavcılık iddianamede, 'Laikliğe aykırı eylemleri nedeniyle 1997'de Kırıkkale Üniversitesi Rektörlüğü görevinden alınan Beşir Atalay' şeklinde bir ifadeye yer vermektedir. Atalay, 28 Şubat sürecinde hukuk dışı ve keyfi bir işlemle Rektörlük görevinden alınmıştır. Ortaya konulmuş tek bir laikliğe aykırı eylemi bulunmamaktadır. Hal böyle iken bir Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın bu iddiaya yer vermesi, hukuk dışı 28 Şubat sürecindeki mantığın bir uzantısıdır." Başbakanlık eski Müsteşarı Başbakanlık eski Müsteşarı ve İstanbul Milletvekili Ömer Dinçer hakkında savunma: "22 Temmuz 2007 seçimlerinde partimizden milletvekili seçilen Ömer Dinçer'in yıllar öncesine ait bazı sözlerinin partimiz aleyhine delil olarak sunulması ve bu milletvekilimiz hakkında parti yasağı istenmesi ise birçok bakımdan hukuka aykırıdır. Her şeyden önce, Dinçer'in söz konusu ifadeleri nedeniyle hakkında takipsizlik kararı verilmiştir ve bu ifadelerde laikliğe aykırılık bulunmamaktadır. Öte yandan, Dinçer'in bu açıklamaları partimizin kurulmasından yaklaşık 10 yıl önce yapılmıştır. Ayrıca, 22 Temmuz 2007 seçimlerinde siyasete giren Dinçer hakkında, o tarihten itibaren laikliğe aykırı en küçük bir söz ya da eylem Başsavcılık tarafından ileri sürülememiştir. Kapatılması istenen bir siyasi partinin kurulmasından yıllar önce söylenen bir sözden dolayı bu kişi hakkında parti yasağı talep edilmesi, hukuk tarihine geçecek ibretamiz bir olaydır. Kurulmasından önceki söz ve eylemler, AK Parti'ye isnat edilemez. Özellikle Başbakan Erdoğan'ın partinin kurulmasından yıllar önce söylediği ileri sürülen bazı sözleri ön plana çıkartılarak, mahkemede psikolojik bir etki meydana getirilmek istenmektedir."