Tanıyanlar bilir. Avni Hoca'nın boyu çok kısadır. İlk onu sordum ben de...
- Bu boyla nasıl polis yaptılar seni üstat? - (Gülerek) 1952 yılıydı. Babam çok hastaydı. Eve maddi yardım yapmam gerekiyordu. Polis enstitüsüne öğrenci alınacakmış. Bu, maaşlı bir öğrencilikti. Hem de yüksek bölümü vardı. Sirkeci Sansaryan Han'daki Emniyet Müdürlüğü'ne gittim.
- Ben o tarihte daha doğmamışım bile hocam. - Orada çoğu 1.80'den uzun gençler vardı. Kendi boyumun kısalığı aklıma geldi ve bir an için "Girmeyeyim mi?" diye geçirdim içimden.
- Nasıl ikna ettiniz kendinizi? - Anacığım aklıma geldi ve sınava girmeye karar verdim. 280 adaydan 38'inin polisliğe alınacağı bildirildi. İçeri girdiğimde üyelerden biri "Otur küçük" dedi.
- Küçük mü? - Aynen öyle dedi. İkinci Cihan Harbi ile ilgili sorular sordular. Genel kültür sorularında başarılıydım. Herkes 2 dakikada çıkarken, ben 1015 dakika içeride kaldım. İlk girişte bana "Küçük" diyen üye, bu defa "Üzmeyin küçüğü" dedi ve çıktım. İçeride uzun kalınca arkadaşlar "Ne oldu?" diye merakla etrafımı sardılar. Bir an için, "Acaba kazanamayacak mıyım?" diye düşündüm. Liste açıklandığında benim adım birinci sıradaydı.
- Derece yaptı o 'küçük' demek ki? - Öyle oldu. Polis enstitüsündeki 1 yıllık eğitimden sonra Adana Emniyet Müdürlüğü kadrosuna verildim.
- Allaaah, yiğidin harman olduğu bizim memleket Adana. - Garda inip bir faytona bindim. Faytoncu da "Nereye küçük?" diye sordu. Müdürlük binasında karşılaştığım birisi, "Kimi arıyorsun küçük?" diye sordu. Bu, sonradan birlikte çalıştığım Bekçi İmam Efendi idi.
- Sonra neler oldu? - O küçük, namlı kabadayıları dize getiren hem de dövüp sövmeden ikna ve güven yöntemiyle efendi uslu eden bir polise dönüştü.
GÜLE GÜLE Daha sonrasında da hepimizin bildiği gibi musikinin büyük, en büyük adamı oldu o "küçük." Allah rahmetini esirgemesin, güle güle büyük üstat.