Moda sektörüne adım atan isimlere bir yenisi daha eklendi. Tuğba Erbil, tasarımcı Sedef Çalarkan'la birlikte bir mağaza açtı. Mağazanın birbirinden ünlü müşterileri bulunuyor....
Biz onu "Mehmet Ali Erbil'in eşi" olarak tanıdık. Yaptığı mutlu evlilikle bir anda magazin dünyasına giriş yapan Tuğba Erbil'in sunuculuk denemeleri de oldu. Tuğba Erbil, şimdilerde ise birçok sosyetik güzel gibi moda dünyasının kapılarını aralamanın heyecanını yaşıyor. Biz de ünlü tasarımcı Sedef Çalarkan'la birlikte bir butik açan Tuğba Erbil'le moda üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik...
* Moda dünyasına girmeye nasıl karar verdiniz? 'Çocukluktan gelen bir şey' diyelim. Küçüklüğümden beri giyinmeyi çok seviyordum. Çocukken annemin kıyafetlerini üstüme uyarlardım. Büyüdükçe bu ilgi daha da arttı. Aslında mağaza açmak gibi bir düşüncem yoktu. Bu düşünceyi aklıma sokan isim ünlü modacı Sedef Çalarkan oldu. İki sene önce oturup bu konuyla ilgili konuştuk, hedeflerimizi ve ortak noktalarımızı belirleyip iyi anlaşabileceğimize karar verdik. Sonuçta Mayadrom'da ilk mağazamı açmış oldum.
* Korkularınız oldu mu? Tabii ki herkes gibi benim de korkularım oldu... Türkiye'de ticaret hayatına atılmak zaten riskli bir iş, ayakta kalmak çok zor. Örneğin burada bir çanta görüyorsun fakat bu çantayı buradan değil gidip sahtesini Kapalı Çarşı'dan alabiliyorsun. Tasarım ve tasarımcı satmıyor maalesef... Ülkemizde marka düşkünlüğü ve sahte marka tüketimi çok fazla. Bunları düşününce korkularım oldu ama yine de Sedef'le Tuğbana markasını kurmaya karar verdik.
* İki sene önceki beklentilerinizi yakalayabildiniz mi? Geçen sene çok iyi geçti. Beklentilerimizin çok çok üzerinde satış rakamları elde ettik. Bu yüzden biz de çok mutlu olduk. Demek ki insanlar artık kaliteye daha fazla önem vermeye başladı.
* Ürünleriniz nerelerde satıya sunuluyor? Nişantaşı'nda Sedef Çalarka'nın mağazasında, Mayadrom'da kendi mağazamda ve Bodrum'daki mağazada satışa sunuluyor. Tarzıma uygun yerlerle çalışmayı seçiyorum. Teklifler oldu fakat ben daha uygun yerleri seçiyorum.
* Ürünlerinizi neye göre tasarlıyorsunuz? Geçen sene üstüme rahat giyebileceğim beyaz ya da renkli tişörtler bulamamıştım. Ondan sonra tişört yapmaya karar verdim. İhtiyaçlardan doğan şeyler yapmaya karar verdim. Öyle bir tişört yapayım ki; her istediğim boy olsun oturunca kırışmasın ve her renk çeşidi olsun gibi kendi ihtiyaçlarımdan yola çıktım. Aynı istekleri başkasının da taşıyabileceğini düşündüm.
* Yeni mağazalar açmayı düşünüyor musunuz? Nişantaşı'nda açmayı düşündüm açıkçası. Fakat ülkemizin bu durumu beni korkuttu. Ne zaman neyin ne olacağı belli olmayan bir zamanda yaşıyoruz. Bu yüzden şu anda yatırım yapmayı düşünmüyorum.
* Ailenizden büyük destek gördüğünüz doğru mu? İlk tasarladığım kıyafetleri Mehmet Ali Bey'e gösteriyorum. Onun beğenisi benim için çok önemli. Estetik gözü olan biri, kızlara soruyorum. Sezen'in de büyük desteği oluyor bana, o da bana çok yardımcı oluyor.
* Aileniz için özel kıyafetler dikiyor musunuz? Tabii ki dikiyorum. Sezin, pembeyi çok seviyor. Ya çanta ya da kıyafet dikiyorum. Keza Mehmet Ali Bey'e de tişörtler dikiyorum.
* Çocukken hayal ettiğiniz meslek modacılık mıydı? Ben de küçükken her çocuk gibi doktor olmak istiyordum. Ama hayat insana farklı seçnekler sunuyor. Arkeoloji mezunuyum ama üniversite bitince inşaat sektöründe çalıştım. Ben daha çok ticareti ve bu tarz işleri seviyorum.