Dr. Hasan Fırat, Kapalıçarşı esnafının dernek başkanı. "Hayatını çarşıya adamış" desek yeri. Günün iri kıyım bölümünü kendi dükkanından çok dernek merkezinde dert dinlemekle, sıkıntı çözmekle, resmi temaslar sürdürmekle geçiriyor. O yaptığı işten, yorgunluktan değil, ilgisizlikten şikayetçi.
'PEYNİR GİBİ' Hayli tedirgin olduğunu görüp soruyorum:
- Başkanım nedir bu endişenin sebebi? - Kapalıçarşı artık delikli peynire döndü. Sünger gibi oldu da o yüzden.
- Ne demek bu? - Savaş Kardeşim, şu an tarihin üzerinde duruyoruz. Tam 547 yıllık bir çarşıdan, dünyanın en eski alışveriş merkezinden söz ediyoruz. - Yani? - Sayısız deprem, yangınlar görmüş bu yapı. Şimdi ise dükkan birleştirmek için yapılan bilinçsiz oymalar-kazmalar nedeniyle her an tepemize çökebilir.
- Tek neden bu mu? - Hayır değil. Kurşun meselesi de çok fena etti ortamı.
- Kurşun meselesi de neymiş? - Ecdadımız burayı inşa ederken tüm kubbelerine kurşun kaplamış. Ama onyıllar içinde hırsızlık yüzünden kurşun kalmadı kubbelerde. Çarşı çatısına da kurşun yerine 'çingene kiremidi' denilen kiremitler konuldu.
- Kim koydu ki? - Dükkanının damı akan esnaf koydu mecburen. Çünkü müracaatlara yanıt bir türlü gelmedi. Anıtlar Kurulu izni yılan hikayesine dönünce, gecekondu tamir eder gibi çatıyı onarma yoluna gidildi.
- Kurşun varken tehlike yok muydu? - Yoktu elbette. Ama şimdi yağan tüm yağmurlar bu muhteşem yapının temeline işliyor. Her an, her saniye çarşı çökebilir.
- Hani çivi bile çakılamazdı tarihi esere? - Çakılmaz ama devlet kurumları da koruma yaparsa olur bu.
TEPELERDE ADAMLAR Daha sonra Başkan Hasan Fırat'la birlikte çatıya çıkıp geziyoruz. Derbederliğe, aymazlığa göz tanığı oluyorum. Ortam tam bir mezbele. Ben oradayken bile bazı dükkanların tam tepesine klima takmak için çıkmış çalışan kişiler var.