Avrupa Birliği, İstanbul'u 2010 yılı 'kültür başkenti' seçti. Ancak İstanbul'un göbeğindeki birçok sinema bu günlerde can çekişiyor... 1989'dan bu yana sinemanın mutfağı olan Beyoğlu Sineması, Temmuz ayında kepenk indirmeyi planlıyor.
İstanbul'un kültür hayatına zenginlik katan Beyoğlu Sineması'nın hem ortağı hem de müdürü olan Temel Kerimoğlu ile 'kepenk indirme' kararına yol açan nedenleri konuştuk. Temel Kerimoğlu'nun sinema macerası çocukluk yıllarında başlamış. Büyüdüğü ilçenin 2 yazlık sinemasında çalışarak sinemayla tanışan Kerimoğlu, bir daha sinemadan kopamamış; "Yazın yazlıklarda çalışırdım, temizlik yapardım. Sinemanın kapısında mısır satardım. Kışlık sinemada da salonu süpürürdüm. Sonra akşama kadar anons ederdim oynayan filmleri. Makinistliği öğrendim orada. İlkokul üçteydim."
SİNEMANIN MUTFAĞIYDI Ancak Temel Kerimoğlu'nun yolu 80'li yıllarda cezaevine düşmüş. Kerimoğlu, sonrasını "Devrimci olduk sonra. Hapishane yıllarının ardından İstanbul'un yolunu tuttuk. Askerden tanıdığım Bahattin Serter diye bir arkadaş vardı. Bir de İbrahim Hatrısay vardı, sinema eleştirmeni. Askerlik bittikten sonra beni çağırdılar. Başladım burada çalışmaya... 19 sene oldu" diye anlatıyor. Beyoğlu Sineması, 1989 yılında hizmete girmiş. Temel Kerimoğlu, yola çıkarken amaçlarının tüm dünya sinemalarından örnekleri Türkiye'ye getirmek olduğunu söylüyor; "Sinemada tek renklilik olmasını istemiyorduk. Şimdi geriye bakınca başardığımızı düşünüyorum. Türkiye'de Avrupa Sinemalar Birliği'ne Türkiye'den üye olan ilk sinema olduk. Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz, Yılmaz Erdoğan buradan yetişti. Burası bir mutfaktı. Sinemacıların sığınağı, mutfağıydı." Temel Kerimoğlu, Beyoğlu Sineması'nın sadece film gösterilen bir sinema salonu olmadığını vurguluyor. Türk Sineması'na damgasını vuran birçok sinemacının bu atmosferde yetiştiğini belirten Kerimoğlu, Yılmaz Güney'in 'Yol' filmi gibi pek çok önemli filmin galasının da Beyoğlu Sineması'nda yapıldığını hatırlatıyor.
EKONOMİK KOŞULLAR ZORLUYOR Bugün gelinen noktada, özellikle Beyoğlu'ndaki entellektüel dokunun fazlasıyla değiştiğini de dile getiren Kerimoğlu, "Eskiden Beyoğlu'na gelen insanlar önce sinemaya gelirdi. Diğer sinemalarda bulamayacakları sanat filmlerini izlerlerdi. Ancak şimdi Recep İvedik oynatmıyorsanız müşteri bulmanız zor" diyor. Müzik dünyasını vuran korsan DVD'lerin sinemayı da derinden yaraladığını hatırlatan Kerimoğlu, "Bizim gibi repertuar sinemalar Avrupa'da devlet ve belediye destekli yollarına devam ediyor. Bizim de özellikle Beyoğlu Belediyesi'nden beklentimiz bizi desteklemesi ve kapanmamızı önlemesi" diye konuşuyor. 2010 yılında İstanbul'un 'kültür başkenti' olarak seçildiğinin altını çizen Kerimoğlu, "2010'a kadar dayanmamız mümkün değil, çünkü ekonomik koşullar bizi zorluyor" diyor ve ekliyor; "Kültür başkenti İstanbul'un İstiklal Caddesi'nde belki de hiç sinema olmayacak!"