Türkiye'nin tanınmış 'pandomim' sanatçısı Ulvi Arı açtı ağzını yumdu gözünü: "Ülkemizde gerçek sanatçı yoktu; jüri üyeleri aynı zamanda otoparkçılar gibi, Kültür Bakanlığı'nın kültür politikası yok, ekmek fiyatını bilmeyen talk-show'cular sahnede dört şişe su tüketiyor ama hiçbir şey anlatmıyorlar...".
* Sizin doğrudan eleştirdiğiniz sanatçılar olduğunu biliyoruz... Sinema dünyasında Talat Bulut, rahmetli Erkan Yücel... Tiyatro dünyasından bir Ferhan Şensoy bir Genco Erkal, Zafer Diper... Bunlar ilk aklıma gelenler... 25 kişiyi tamamlayabiliriz... Bu insanlar bu memleketin gerçek sanatçılarıdır...
* Kimler bunlar? Geçenlerde Beyaz'ın talkshow'una gittim. Sahnede iki saat konuşuyor ama ne dediği belli değil...
* Ne anlatmaları gerekiyor? Dünyanın en gerizekalı adamını alsan sahneye koysan; "Bu ekmek ne kadar pahalı! Bu ev kiraları ne kadar yüksek!" der.
* Yani 'Ülke gündemine ilişkin konuşur' diyorsunuz. Adamlar ki, Beyaz'la Cem'den bahsediyorum, insanlara sadece 'gülün' diyorlar. Adamlar 'gak' diyorlar gülünüyor, 'guk' diyorlar gülünüyor.
HELALİ HOŞ OLSUN * Yani aslında hiçbir şey söylemiyorlar... Evet, tam da böyle; bir şey söylememeyi nasıl beceriyorlar? Adam sahnede 2 saat duruyor, 4 şişe suyu bitiriyor, hiçbir şey söylemiyor. Ciddi anlamda da para kazanıyorlar.
* Neden kazandıkları para bu kadar önemli? Helali hoş olsun. Daha çok kazansınlar da kazandıkları parayı ne yapıyorlar?
* Ben bilmiyorum, siz biliyor musunuz? Cem Yılmaz'ın otomobilleri varmış. Gülben Ergen'in de 250 tane taksisi olduğunu duydum.
* Yatırım yaptıkları alan bizi ilgilendirir mi? Yatırım yapıyorlar da insana değil...
* İnsana yatırım yapmak? Bakın Robert De Niro 'Taksi' filminin senaryosunu okuduğunda yönetmene gidip soruyor; "Bu şoför hangi hayvana benziyor?", "Nasıl yani?" diyecek olmuş yönetmen, Robert De Niro tekrarlamış; "Hayır, hayır bir hayvana benziyor o!" Yönetmen düşünüyor, taşınıyor ve şöyle diyor; "Kurt!" Yıllar sonra düşünüyorum da bakışları bir kurdun bakışları gibiydi.
* Ne demek bu? Bir oyuncu olma bilincinden söz ediyorum. Felsefe, sosyoloji, psikoloji bilmekten söz ediyorum. Bunları bilmeyen insanlar da sanatçı falan değildir.
* Siz 'sanatçıyım' diyenlerin bunları bilmediğini mi düşünüyorsunuz? Kaldırım otoparkçılarıyla jüriler birdir benim için. Jüriler belediyeye gidip belediyenin otoparkçıları gibi olurlar. "Rüzgar nereden esiyorsa kafanı oraya çevir" diyen bir sanatçı toplumu var.
NAZIM DOSTU * Talk-showcuların yaptığı mizaha dönelim... Ona mizah denilemez. Günlük sabun köpüğü esprilerden bahsediyorlar. Lütfen düşünelim; Cem Yılmaz'ın akılda kalmış bir esprisi var mıdır? Ben size Bekri'den, İncili Çavuş'tan söyleyebilirim.
* Bütün sanatçılar için aynı mı bu? 25 sanatçı var ki, bunların dışındadır. Marcel Marcio gibi bilinmese de Şarlo ciddi anlamda bir pantomim sanatçısıdır...
* 'Pandomim' diye biliriz kelimeyi... Hayır, o panto-mim'dir. Şarlo'nun annesi de bir sahne sanatçısıdır çünkü. Bizde olduğu gibi usta-çırak ilişkisiyle yetişmiştir. Nazım Hikmet'le de iyi birer dostturlar...
* Bunu bilmiyordum... Nazım'la ikisi Dünya Barış Ödülü'nü almak için ABD'de buluşurlar. İsmi sessiz sinema ile anılır ama o pantomimin bilinmez bir cevheridir.
* Türkiye'de kimler var peki? Taner Barlas, Erdinç Dinçer ilk iki isim. Tabii ki başkaları da var. 12 Eylül dönemlerinde Jülide Gülizar soruyor bana; "Neden mim yapıyorsun sen?" Yanıtlıyorum; "Mimlenmemek için!"