Ünlü modacı Yıldırım Mayruk ve 'terzi yamağı' Barbaros Şansal'ın, '2023'e Hikayeler-XVIII Re-tox 2008 Yaz Dikiş Koleksiyonu' defilesini sizin için baştan sona kadar izledik.
Yine iş başa düştü. Ama bu seferki biraz 'sinir bozucu' bir iş. Yolculuk Ankara'ya... Sebebi ise Ankara Swissotel'deki Yıldırım Mayruk defilesi. 'Balıketi' kıvamında biri olarak onca güzel kadının arasında olmak daha yola çıkmadan gerdi beni. Bir de üstüne havaalanında yüzüğümü kaybettim. Delirmiş vaziyetteyim. Neyse... Ekürim, alemin en acar muhabiri Ufuk'la sabahın kör karanlığında havaalanında buluştuk. Defileye çıkacak mankenler, Oya Tolga, Muammer Yaprakgül, Uğurkan Erez, Yıldırım Bey ve ekibi de uçakta. Herkes sabah mahmurluğunu atmaya çalışıyor. 45 dakika sonra Ankara Esenboğa Havalimanı'na iniyoruz. İstikamet MOS kuaför. Transferi yapacak minibüse bütün mankenler doluşuyor. Ben de sanki her gün bu kadar mankenle bir aradaymışım havalarındayım. Ufuk ise minibüste mest olmuş durumda... Bir bana bir de gözdesi Monika'ya bakıp bakıp, "Kendini nasıl hissediyorsun?" diyor pis pis sırıtarak. Kan beynime sıçrıyor o an. "Ne demek nasıl hissediyorum Ufuk. Canına mı susadın sen?" diye dişlerimi gıcırdatıyorum. Allahtan yolculuk çok uzun sürmüyor. MOS'a geliyoruz. Şahane bir karşılamadan sonra mankenlerin saçları yıkanıp, fönleniyor. Ön hazırlıkları tamam. Şimdi defilenin olacağı otele gitme zamanı...
BOL BOL YEŞİLLİK, DOMATES... Benim için 'kahır' dolu bir yolculuğun ardından sonunda otele varıyoruz. Barbaros Şansal, nam-ı diğer 'Yamak' bir gece önceden gelip hazırlıklara başlamış bile. Her zamanki gibi enerjik ve neşeli karşılıyor bizi. Onun hızına yetişmek mümkün değil. Yorulmak nedir bilmiyor. Kuliste harıl harıl bir çalışma var. Bir yandan kıyafetler yerleştiriliyor, diğer yandan da podyum hazırlanıyor. Daha saatler öncesinden acayip bir koşuşturma başlıyor. Bu arada öğle yemeği için bir büfe açılıyor. Bol bol yeşillik, domates, salatalık ve ızgara tavuk mevcut. Mankenlerin formlarını nasıl koruduklarını bizzat görerek öğreniyorum. Defilede podyuma çıkacaklar arasında kimler var kimler; Rebecca Ayoko, Deniz Pulaş, Ebru Ürün, Tülin Şahin, Ana Popovic, Bilge Kara, Chantal Bruiju, Ebru Öztürk, Monika Mouhartova, Özge Ulusoy, Pınar Tezcan, Tanya Lytuynova... Mankenlerle biraz vakit geçirdikten sonra, tabiri caizse 'Ne varsa eskilerde var' sözünün ne kadar doğru olduğunu anlıyorum. Ebru Ürün ve Deniz Pulaş'ın hali, tavrı, duruşu birçok modelden o kadar farklı ki. Bir kere tüm komplekslerinden arınmışlar, inanılmaz doğallar. 'Yeni yetme' birçok modelin onları örnek alması gerekiyor bence. Bir de Rebecca var tabii... İsmi lazım değil bazı mankenler ona buna kapris yaparken, senelerce Yves Saint Laurent gibi bir markanın modelliğini yapan Rebecca, hiçbir şeye gıkını bile çıkmıyordu.
DEFİLE SAATİ YAKLAŞIYOR Bu arada defileye 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in değerli eşi Semra Sezer'in de teşrif edeceği haberi keyifleri iyice yerine getiriyor. Defilenin saati yaklaştıkça adrenalin iyice yükseliyor. Koreograf Uğurkan Erez, provalara başlıyor. Yıldırım Bey, Yamak ve Erez yerlerine yerleşiyor. Müzikle birlikte mankenler arz-ı endam ediyor podyumda. Provalar çok eğlenceli geçiyor. Muhteşem üçlü önlerinden geçen her mankene tezahurat yapıyor. Tabii Barbaros yine tüm yaramazlığını konuşturuyor.
SON HAZIRLIKLAR YAPILIYOR Dur durak yok. Provalar yapıldıktan sonra mankenler kendilerini efsane kuaför Muammer Yaprakgül'ün yetiştirdiği bana göre ileride adlarını çok daha sık duyacağımız Sedat Biga ve Alp Tuşe'nin ellerine bırakıyorlar. İkisi de harikalar yaratıyor. Ustaları Muammer Bey de başlarında. Sohbet sırasında Sedat ve Alp'in, Muammer Bey'in yanında çırak olarak başlayıp; şu anda 2 farklı şubeye ortak olduklarını öğreniyorum. Onların yanından ünlü makyaj uzmanı Oya Tolga ve ekibinin yanına gidiyorum. Oya Hanım, nasıl tatlı, nasıl güzel bir kadın anlatamam. Son hazırlıklar da tamamlanıyor. Yıldırım Bey ve Barbaros kıyafetlerini değiştirmek üzere kulisten ayrılıyor. İnanılmaz bir koşuşturma yaşanıyor. Son defa her şey bir kez daha gözden geçiriliyor.
MÜTHİŞ BİR FİNAL Ve defile başlıyor. Sahne önünde salına salına yürüyen mankenler, kıyafetlerini değiştirmek için kulise geçtiklerinde görmeyin koşuşturmayı. Hiçbir terslik olmadan müthiş bir final yaşanıyor. Kuliste herkes birbirini tebrik ediyor. Bütün yorgunluğa da değiyor.