Başka bir konuda devlet bu denli karışıklık yaptı mı bilmiyorum. Ama şu KEY hesaplarında durum tam da deveninki gibi. Hani boynunun neden eğri olduğunu sormuşlar da "Nerem doğru ki" diye yanıt vermiş. KEY hesapları 1987 yılında yürürlüğe girdiğinden beri hiç düzenli olamadı. Bu paralar, hesaplanırken hesaplandı da yatırılırken bir türlü doğru yatırılamadı. İşyeri değiştiren adına birden fazla hesap açılabildi. İşverenlerin pek çoğu bu kesintileri ödemek bir tarafa bildirmedi bile. Kimse takip etmedi. Çünkü bu hesaplar çalışanlarındı ve kimseye tahsilat için komisyon da verilmedi. Bu noktada atasözü girdi devreye: 'El elin eşeğini türkü söyleyerek arar.' Birileri de başka bir atasözü söyleyebilir bunun için: 'Elin öldürdüğü yılan, başını sallarmış.' Bakıldı ki olacak gibi değil, 1995'te tahsilat durduruldu. Ondan sonra kimse yine hesapların hesabını çıkarmadı. Çıkarmaya da çalışmadı. Kimse de "İyi de artık tahsilat yapılmayacaksa bu paraları sahipleri alsın" demedi. Hatta kimse "Bu paralar ne olacak?" diye sormadı. 1999 yılında çalışanların örgütleri biraz seslerini çıkardılar; sonuçta konu gündeme geldi. Ama yine ortada ne hesap vardı, ne kitap. Kimse, "Bu paralar kaç kişiye ait?" diye sormadı. Sormak isteyenler de, bu sorunun yanıtını bulamamaktan kortular ve sustular. Kimse bu konuyu araştırmadı. Kimse paraların ödendiği tarih ile 1999 yılı arasında geçen sürede bu paralardan elde edilen veya elde edilmesi gereken faizlerin hesabını sormadı. Sendikalar biraz ses çıkarsalar da, hesabı onlar da bilmiyorlardı ki, neyi nasıl soracaklardı... Bu hesaplar zaten hesapsızlık yapmak için açılmıştı. 'Kim vurdu'ya gitsin diye. Öyle de oldu. Bugün bile, "İşçilerin KEY paralarını yatırmayan kaç şirket var?" diye sorsam kimse yanıt veremez. Halen hak sahiplerinin kaç kişi olduğu bilinmiyor. Bunların listesi bir de Resmi Gazete'de yayımlanacak. Biz sayıyı 6 milyon civarında tahmin etmiştik, şimdi 7.5 milyondan bahsediliyor. Bütün bu liste Resmi Gazete'de yayımlanacak. Sanırım kanunu değiştirmek daha kolaydır. KEY hesapları denen haksızlıklar silsilesi bir şekilde sona eriyor. İyi de oluyor. Umarım bundan böyle, böylesi şeyler yaşamayız.