'Kadının Gücü' programında kadınları zorlu yollarda yürüyen güçlü kadınlarla tanıştıran İpek Tuzcuoğlu, özel hayatında da 'paşa gönlü'nün istediği gibi yaşıyor....
Oyuncu olarak tanıdığımız İpek Tuzcuoğlu, son dönemde kadınlara yönelik bir programla çıktı karşımıza; 'Kadının Gücü'... Tuzcuoğlu ile yeni programına ve hayatına dair keyifli bir söyleşi yaptık.
* Programın formatı bir hayli ilginç. Sizinle de çok uyumlu, nereden aklınıza geldi? Programın formatı bana ait değil, Ay Yapım'a ait. Bana böyle bir teklif geldiği zaman, farklı bir şey yapmak gerektiğini düşündüm.
* Kadın programı yapmak için daha önce teklif almışsınızdır herhalde... Önceden de geliyordu kadın programı teklifleri ama birbirine benzer programları sunan çok başarılı insanlar var. Farklı bir şey söylemek gerekiyordu.
* Öyleyse formatını beğendiğiniz için kabul ettiniz 'Kadının Gücü' programını... Düşünmedim bile diyebilirim. O kadar istediğim gibi bir şeydi.
* Formatın hangi yönlerini sizi bu kadar çekti? Kadınların başarı hikayelerinin anlatıldığı, kadınlara umut veren bir format... Gözyaşlarının içinde boğularak değil, gözyaşlarıyla yıkanarak devam etmenizi sağlayacak bir program. Her şey var içinde. Eğlendirerek bilgiyi vermek çok önemli. Tabii zaman içinde kendi üslubunuzu yaratıyorsunuz.
* Nasıl yaratıyorsunuz bu üslubu? Format bellidir ama bu formatı süsleyen, büyüten de sunan kişidir. İnsan kendi tarzını ve farkını yaratır hayatta. Birikimlerim, oyuncu kimliğim, pozitif düşünce yapımı harmanladım. Yaşam arşivimden biriktirdiğim her şeyi paylaşıyorum.
* Pozitif yaklaşımınızı bildiğim için program başladığında 'tam da yerine oturmuş' dedim... Doğru insanlar, doğru projede birbirlerini buluyor. Benim için 'Kadının Gücü' ekibi böyle bir ekip oldu.
* Daha önce de televizyon programları yapmıştınız, değil mi? İlk sunuculuğum Kanal 6'daydı. O zaman Kanal 6, Kanal 6'ydı. Şimdi esamesi yok ama 1995-96 yıllarında 2 büyük kanaldan biriydi.
* Televizyona nasıl yöneldiniz o yıllarda? Konservatuardan mezun olduktan sonra deneme çekimlerine gittim. Dediler ki; "Klip sunacaksın." Kliplerin patladığı yıllardı. Türk Pop Müziği'nin en top noktasıydı.
* Deneme çekimlerinden sonra neler yaşadınız? Deneme çekiminden 1 ay sonra çağırdılar. Bir anda program sunmaya başladım. Onları sunduktan sonra bu işi çok sevmeye başladım. Ama oyuncu olduğum için programa bir şeyler katmak istiyordum. Kendi kendime skeçler, bilgiler... Pijamayla bile çıktım ekrana... Başka kanallarda da birçok programda sunuculuk yaptım. En son atv'de 'Yaşam Koçu'nu sundum. 36. bölümde bitirdik programı...
* Şimdi de 'Kadının Gücü'nü sunuyorsunuz. Peki, oyunculuğa ne zaman döneceksiniz? Oyunculukla sunuculuğu bir arada düşünüyorum. Sunuculukta, kendini ifade etme sanatı aslında. Benimki spikerlik değil. İşin mutfağından gelmek çok önemli.
* Her sabah canlı yayın çok zor değil mi? Çok zor ama sevmek ve istemekle alakalı bir durum bu. Her ne yapıyorsan, çobansan, çiçek satıyorsan, balık tutuyorsan, işini severek yaptıktan sonra 'en iyisi' haline geliyorsun.
* Diğer kadın programlarına 'halimize şükredelim' programları diyorum... Her anımıza ve her halimize şükretmeliyiz. Yaşadığımız acılar da bize hediye. O deneyimlerden ne çıkardığın önemli. Sonuca bakacaksınız. Biz hep negatiflere odaklanıyoruz. Mesela ben geçen sene hala devam eden bir diziden teklif aldım. Oradaki arkadaşlar iyi bir yere geldi. Ben de oynayabilirdim o işte. Ama ben o işi yapsaydım, bu iş olmayacaktı. Artı 'O..... Çocukları' diye bir sinema filmi yaptım. Bu filmde de rol alamayacaktım.