Ocak ayında 'hizmete' giren Bakırköy Kadın Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu, Avrupa'nın en büyük 5 cezaevinden biri. Yabancıların bile örnek aldığı cezaevinde 581 kadın var.
Günlerdir Adalet Bakanlığı'ndan gelecek yanıtı bekliyorduk... "Ya bir de izin vermezlerse" diye düşünüp, hayıflanıyorduk kendi kendimize Halil'le... "Cezaevinde kadın ve anne olmak"tı dosyamızın başlığı. Birkaç gün geçti... Beklediğimiz faksın geldiğini haber aldık. Adalet Bakanlığı izin vermişti. İçimizi heyecanla karışık bir sevinç kapladı. "Nasıl yapacaktık, kimlere neler soracaktık, en iyisi hiçbir hazırlık yapmamak" gibi düşüncelerle röportaj yapmak için cezaevini aradık. Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Güngör Altın'dan "Cuma günü 12.00'de burada olun" yanıtı alınca heyecanımız ikiye katlandı.
SAAT 12.00'DE KAPIDAYDIK Ve günlerden Cuma... Saat 11.00'de tüm hazırlıklarımız tamamlanmış bir şekilde Halil'le birlikte yola çıktık. Saat tam 12.00'de cezaevinin kapısındaydık. Otomobilimizi park ettikten sonra filmlerde gördüğümüz büyük çelik kapının önüne doğru yürüdük. Kapıyı vurduk, jandarma küçük gözetleme deliğinden baktı. Suratımıza en sevimli ifadeyi takınarak, "Biz Takvim gazetesinden geliyoruz, randevumuz var" dedik. Zira jandarma da orada en az cezaevi müdürü kadar "nüfuzluydu". Çünkü tüm güvenlikten sorumluydu...
PARA BIRAKTILAR Demir kapıdan içeri girdik, infaz koruma memurları tarafından ağırlandık. Saat 12.00'ydi ve müdür yerinde yoktu. Muhtemelen yemekteydi, giderken de böyle bir durumla karşılaşacağımızı Halil'le konuşmuştuk ve öngörümüz doğru çıkmıştı. "Eyvah, şimdi en az 1 saat bekleriz" dedik. Ancak yanıldık. Bu arada beklediğimiz kulübenin penceresinden insanların makbuz karşılığında para bıraktıklarını gördük. İnfaz koruma memuruna neden para yatırdıklarını sorduk. Makbuz karşılığında alınan paraların içerideki yakınlarına "harçlık" için bırakıldığını öğrendik.
BEKLENEN TELEFON Bütçelerinin elverdiğince 50, 100 YTL arasında değişen paralardı bunlar. Kocaman bir yerdi burası. Geniş bir bahçe ve o bahçede irili ufaklı ölüm sessizliğine sahip birçok bina... Jandarmaya, cezaevi yönetimine ve en önemlisi de çocuklara ait binalar... Ve beklenen telefon geldi.