Doktor hatasıyla annesini, 80 darbesiyle eşini kaybetti. Türkiye'deki 'patlayan silikonlar' furyası ona yaradı. Ünlü oldu kitap yazdı, köşe yazdı ve artık o bir marka: Suna Dumankaya....
Bitkisel formülleri marka yapan Suna Dumankaya'nın sıfırdan zirveye uzanan hikayesi...
12 Eylül 1980 darbesi bütün Türkiye'yle birlikte onun da hayatını değiştirdi. İhtilalin ardından iflas eden eşi; üzüntüsünden öldüğünde Suna Dumankaya 24 yaşında ve 3 çocuk annesiydi. 2 sene sonra da bütün bildiklerini öğrendiği 110 yaşındaki anneannesini kaybetti. Artık Suna Dumankaya'nın önünde zor, mücadele dolu ama parlak bir hayat vardı... Türkiye'nin ilk kadın lokman hekimi Fatma Öktem'in torunu olan Suna Dumankaya; Van'da 6 kardeşin sonuncusu olarak dünyaya geldi. Anneannesinin de onlarla yaşadığı 3 katlı evleri adeta bir hastane gibiymiş. Özellikle savaş yıllarında Türkiye'nin dört bir yanından şifa arayanların başvurduğu Fatma Öktem'in namı Atatürk'e kadar ulaşmış. Anneannesinden savaş yıllarını ve Atatürk'ü dinleyerek büyüyen Dumankaya, Atatürk'ün Fatma Öktem'i ziyaret ettiğini anlatıyor.
RAHİBE TERESA GİBİYDİ Fatma Öktem, Atatürk'e sigaranın zararlarını azaltması için kestane balı, zencefil ve çörekotu karışımı hazırlarmış. Savaş yıllarında askerlerin bacağının kesilmemesi için yaptığı karışımlar sonucu; askerlerin ayak parmakları düşer ancak bacakları kesilmekten kurtulurmuş. Anneannesini Rahibe Teressa'ya benzeten Dumankaya çok küçük yaşta babasını kaybetmenin ardından 13 yaşında da annesinin acısını yaşamış. Anneannesi herkesi iyileştirip dertlere şifa olurken annesini bir doktor hatası yüzünden kaybetmiş. Karda yürürken düşen annesinin kolu alçıya yanlış alınınca kangren olmuş, hayatını kaybetmiş. Dumankaya bu olaydan 1 yıl sonra, 14 yaşındayken İstanbul'un varlıklı ailelerinden birinin oğluyla evlenerek İstanbul'a gelin gitmiş. Kısa sürede 3 çocuk sahibi olan Suna Dumankaya'nın hayatı 1980 ihtilaliyle yeniden değişmiş. Eşi önce iflas eden sonra da üzüntüye dayanamayarak aniden ölen Dumankaya, 2 sene sonra da birlikte yaşadığı anneannesini kaybetmiş. İstanbul'da 3 çocuğuyla tek başına hayat mücadelesi vermeye başlamak için bir yol aramış. Eşi hayattayken boş zamanlarını değerlendirmek amacıyla güzellik kurslarına gidip sertifikalar alan Dumankaya, anneannesinden öğrendiği güzellik formüllerine yenilerini ekleyerek bu alanda çalışmaya karar vermiş. 80'li yıllarda İstanbul'un, yeni elit semtleri olan, Levent ve Etiler'deki güzellik salonlarında çalışmaya başlayan Suna Dumankaya, buraya gelen sanatçılar arasında kısa sürede tercih edilen bir isim olmuş. Doğal ürünlerle hazırladığı karışımlardan memnun kalan sosyete ve sanat dünyası arasında, Suna Dumankaya ismi hızla yayılmış. Bu arada lise bitirme sınavlarına girip liseden mezun olan Dumankaya, "O dönemde 20 saat çalıştığımı bilirim. Gündüz güzellik salonunda çalışırken geceleri de sanatçıları sahneye hazırlıyordum. Vücut, cilt, saç bakımından makyajlarına kadar bana emanetti" diyor.
SİLİKONLAR PATLAYINCA Yıllar böyle birbirini kovalarken 90'lı yılların başına gelindiğinde çıkan silikon furyası, Dumankaya'nın hayatında önemli bir rol oynuyor. İlk silikon ameliyatlarının 'patlama'yla sonuçlanması Suna Dumankaya'nın kapılarını açmış. Silikon taktıran kadın sanatçıların 'patlayan silikon' haberleri basında yer alırken Suna Dumankaya'nın yosunlarla yaptığı göğüs bakımı, silikondan korkan ünlülerin ilgisini çekmiş. Ünlülerin bu merakını öğrenen basın da Suna Dumankaya'yla tanışmış. Uğur Dündar haber yapmış, Cenk Koray programına konuk almış, Duygu Asena onu sık sık köşesinde yazmış. Böylece silikona karşı 'yosunlu göğüs bakımı' sayesinde ünlü olan Dumankaya'nın bitkisel çalışmaları geleneksel cilt bakımını yeniden moda haline getirmiş. Dumankaya 2000'li yıllara geldiğinde ise bambaşka bir dünyanın içinde bulmuş kendisini...
'KADIN KORKMASIN' 'Meslek Sırlarım ve Doğal Mucizeler' adlı kitaplarıyla daha fazla insana ulaşan Dumankaya, gazetelerin eklerinde köşe yazıp burada okuyucularının cilt bakımıyla ilgili sorularını yanıtlarken, Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nin bir teklifi, hayatında yeni bir dönüm noktası olmuş. Suna Dumankaya'nın doğal formüllerinden yola çıkılarak hazırlanacak kozmetik ürünlerinin kendi adıyla üretilmesi teklifini kabul eden Suna Dumankaya; duş jelinden, anti-aging kreme, genital mendilden maskelere kadar 50 çeşit ürüne formülünü ve adını vermiş. Bir yıldır internet üzerinden satışı yapılan ürünler, önümüzdeki hafta Bağdat Caddesi'nde Yeditepe Üniversitesi Kurucusu Bedrettin Dalan tarafından açılacak olan Suna Dumankaya Güzellik Merkezi'nde olacak. Bu arada Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nde Fitoterapi (Bitki Bilimi) Sertifika Programı'nda okuyan Dumankaya, hedeflerinin bitmediğini söylüyor. Türk kadınının adını yurtdışında da bilinir bir marka yapmanın en büyük ideali olduğunu anlatıyor ve ekliyor: "Her kadın kendini ön plana çıkaracak bir yeteneğe sahiptir. Bunu ortaya çıkarmaktan korkmasınlar. Ne yaparsanız yapın bütün kapıları açan tek anahtar dürüstlük ve samimiyettir."