'Kuantum Liderlik' semineri dünyaca ünlü isimleri ağırlayacak... Türkiye'den eğitim vermesi için seçilen tek isim Şanal Günseli, 'kuantum düşünce tekniği'yle her şeyin nasıl değiştiğini anlatacak.
Kuantuma göre bütün olumsuzlukları değiştirebilirsiniz. Hastalığı, fakirliği, dayak atan kocayı bile... Peki ama nasıl?
1900'lü yılların başlarında fizik dünyasını ikiye bölen bir tartışmaydı Kuantum Fiziği... Albert Einstein'ın da savunduğu kuantum, atomların incelenmesi sırasında ortaya çıktı. Buna göre, atomun etrafındaki ışık demetleri ancak gözlemlendiği zaman ortaya çıkıyordu. Yani bu ışık demetleri ancak siz baktığınız zaman var oluyordu, onu var eden ona bakan gözlemciydi. İşte bilim dünyasında deprem yaratan bu buluş, insanlığa yeni bir düşünce akımının da kapılarını açtı: "Her şey düşünceden doğar, nasıl görürseniz öyle olur." Bu akımın Türkiye'deki en önemli temsilcilerinde biri olan R. Şanal Günseli, bu günlerde dünyanın en önemli üniversitelerinden biri olan Europen School of Economics işbirliğiyle Asemble tarafından düzenlenen "Kuantum Liderlik" seminerinde eğitim vermeye hazırlanıyor. R. Şanal Günseli dünyanın nasıl bir yer olduğunu ya da olacağını insanların düşüncelerinin belirlediğini ancak bunun farkında olunmadığını anlatıyor. Bunu fark edenlerin hayatın lideri ve yöneticileri olduğunu fark etmeyenlerin ise hep bir 'mazeret şarkısı' söylediklerini savunuyor. Düşüncenin Allah tarafından insanlara verilen en büyük güç olduğunu söyleyen Şanal, "Düşünce, Tanrı'nın verdiği bir ışın kılıcıdır. Onu çok iyi kullanabilen şövalye oluyor. Bu ışın kılıcını kullanma süreci 50 bin yıl sürmüş. Kötü kulanınca savaşlar, yıkımlar, felaketler, hastalıklar oluşuyor. Ve kendine bu gücü vereni suçluyor. Zannediyor ki, Allah onu cezalandırdı" diyor.
DÜŞÜNCE VEZİR DE EDER... Günseli, hastalıkların da düşünce yoluyla gerçekleştiğini şöyle savunuyor: "Tiroid, kendini ifade edememenin sonucudur. Kendinizi ifade etmezseniz tiroid ve boğaz hastalıkları oluşur. Esnek değilseniz, 'Belli şeyler belli şekillerde olmalı' diye diretiyorsanız bel ve boyun fıtığı sizi bulur. Mükemmeliyetçilik ve eleştiri migreni; korku ve güçsüzlük böbrek sorunlarını; neşesizlik ve hayatı sadece görev olarak görmek diyabet hastalığını doğurur. Hayatta ilerlemeniz için gerekli eylemleri yapamıyorsanız bacaklarla ilgili hastalıklar oluşur. Böylece düşünce maddeye dönüşmüş olur." Yaşanılan olumsuzlukların, kişinin uzun yıllar boyunca inandığı düşünceler sonucunda oluştuğunu öne seren Günseli, "Sorumluyu dışarıda ararız, 'Hoca bana taktı' deriz. Bu mantık hocadan dayak atan kocaya geçer. Askerdeyken komutana, mahalledeki bilmem kime en sonunda Allah'ı suçlamaya kadar gider. Hayatı nasıl gördüğünüze bakın" diyor.
'İNŞALLAH YERİNE AMİN' Şanal Günseli, kuantum düşünce tekniğiyle Allah inancı arasında da sıkı bir bağ kuruyor. Günseli, kullanılan sözcüklere dikkat edilmesi gerektiğini söyleyerek, "Mesela hep 'inşallah' deriz, halbuki 'amin' demek daha doğru. 'İnşallah' Allah ile Peygamber arasında bir uyarıdır. Ve kelime anlamı olarak 'Allah isterse' demektir. Allah zaten istiyor. Dua ederken ellerinizi açarsınız, isteklerinize 'amin' dersiniz. Bu 'olsun o halde, kabul ediyorum yani sorumluluğu üstüme alıyorum' demektir. Allah sorumluluk almanızı bekler. Neye dua ettiğinize dikkat edin. Şikayet ederek değil, olumlu sözcüklerle dua edin. 'Hastalanmak istemiyorum' yerine 'sağlıklıyım'; parasız kalmak istemiyorum yerine 'varlık içindeyim' denmeli ve fırsatlar karşısında korkmadan cesur davranılmalı. Bunu yapmaya hiç sıkılmadan aylarca, hatta yıllarca inanarak devam etmelisiniz. Ben ve başkaları yaptık, oldu" diyor.
'GERÇEKÇİLİK KORKAKLIKTIR' Hayal kurmanın önemine değinen Günseli, hayallerle birlikte eyleme geçmenin kol kola yürümesi gerektiğini söyleyerek gerçekçilikte ısrar etmenin aslında korkaklık olduğunu öne sürüyor. Günseli, "Eğer gerçekçi olmak gerekseydi İstiklal Savaşı'nı yapmamamız, gerekiyordu. 'Yedi düvel dayanmış, gerçekçi olalım' mı deseydik?" diyor.