Yediğimiz meyve-sebzelerdeki tarım ilacı kalıntıları kanser yapıyor. Bu ilaçların kolay kolay çıkmadığını söyleyen Doç. Dr. Şakar, 'En doğrusu sabunla yıkamaktır' diyor....
Sakın ola ki, başlığa ve yandaki fotoğrafa bakarak bunu uygulamaya kalkmayın... İçinde bulunduğumuz Kanser Haftası'nda kanseri konuşmak üzere kapısını çaldığım İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Tıbbi Onkoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Burak Şakar'la konuşurken yaptığım bir espriydi bu. Doç. Dr. Şakar tarım ilacı kalıntılarının kanser yaptığı konusunda uyarılarda bulunurken, "O zaman tüm sebzemeyveleri çamaşır makinesinde yıkayalım" demiştim. Gerçekten de gözle görülemeyen, ne kadar yıkasak da arınmayan tarım ilacı kalıntılarından kurtuluş yok. Bu konuda, "En iyi yol sabunla yıkamaktır" diyen Doç. Dr. Burak Şakar, amansız hastalıktan korunma yollarını şöyle anlatıyor...
'SIKI BİR DENETİM GEREKİYOR' Kanserden korunmak için öncelikle yediğimiz gıdaların güvenli olduğundan emin olmalıyız. Mesela, tarım ilaçlarıyla kirlenmiş sebze-meyveler büyük risk oluşturuyor. Bu ilaç kalıntılarının kanser yaptığı kesinleşmiş durumda. Haşarelere karşı kullanılan tarım ilaçları öyle büyük kalıntılar halinde olmuyor, gözle görülmüyor. Ancak çok az miktarda olması bile kanser yapmaya yetiyor. Biz gıdalarda ilaç kalıntısı olup olmadığını maalesef anlayamıyoruz. Denetimsiz, yüksek miktarlarda atıldığı için son derece tehlikeli. Meyve-sebzeler toplanmadan belli bir süre önce atılması lazım bu ilaçların. Yani bitkinin toplanmasına yakın bir zamanda kullanılmaması gerekiyor. Ama bizim ülkemizde ne yazık ki kullanılıyor. Çok iyi yıkasak da ilaçlardan gıdaları arındıramıyoruz. Ancak sabunlu suyla yıkarsak büyük miktarda yok edebiliriz. Neredeyse domatesi, biberi toplayıp çamaşır makinesinde yıkayacağız! Bu durumdan kurtulmanın en etkili çözümü tabii ki, denetimdir; tarım ilaçlarının denetimsiz kullanılmasını önlemektir. Hormonlu gıdaların ise kanser yaptığı şu anda ispatlanmış değil. Bu konu da tartışmalı. Ama en azından çocuklara hormonlu gıdalar yedirmemekte fayda var. Çünkü, bu ispat edildiğinde geri dönüşü yok. Bugünden herkes önlemini almalı.
'KIRMIZI RENKLİ MEYVELER TÜKETİN' Bunun dışında bir de yeme düzenimizi değiştirebiliriz. ABD Kanser Enstitüsü'nün de önerisi, günde 3 sefer yeşil sebze tüketilmesi yolunda. Çilek, ağaç çileği, böğürtlen, nar, yaban mersini ve kiraz tüketmek de çok önemli. Bunların içerisinde 'flavonoid' denilen maddeler var. Antioksidan etkileriyle kansere karşı korunmada oldukça önemli. Bu madde koyu kırmızı renkli meyvelerde bulunuyor. Bunların tüketilmesini öneriyoruz. Tabii ki bol miktarda domates de tüketmemiz lazım. Domateste likopen maddesi var. O da antioksidanlı bir madde. Özellikle prostat için önemli kabul ediliyor. Likopen de tabii her domateste aynı ölçüde olmayabilir. Yaz mevsiminde olan domateslerde daha yüksek miktarlarda bulunuyor. Belli ölçüde tahıl tüketmek öneriliyor. 'Şişmanlatıyor' diye ekmek kesilmemeli. Tam buğday ekmeği özellikle yenilmeli. Bol su içilmeli. Çünkü su içmek vücudun toksinleri atmasını kolaylaştırıyor. Bitki çayları, kuşburnu, ıhlamur, yeşil çay, nane-limon gibi çayları şekersiz veya çok az şekerle bol miktarda tüketebiliriz. Siyah çay da içilebilir ama açık olmak koşuluyda. Ayrıca yediklerimizin bol miktarda posa içermesi gerekiyor. Portakal suyu içmek yerine portakalın kendisini yersek posasını da almış oluruz. Aslında posa daha çok yeşil sebzelerde var. Mesela bu mevsimde ıspanak, semizotu, lahana, brokoli, karnabahar bol tüketilebilir. Yine karnabahar grubu sebzeler kansere karşı önerilir. O yüzden onları çok sevmesek de, bolca yemeliyiz.
KANSERLİ HASTALARIN BESLENMESİ Öte yandan kanserli hastaların beslenmesi de çok önemli. Kanserli hastalarda kırmızı etin tamamen kesilmesini önermiyoruz. Belli oranlarda çok yağlı olmayan köfte, ızgara şeklinde et yenilmesini tavsiye ediyoruz. Ancak haftada 1 kez kırmızı et yiyorsa hasta, 2-3 sefer de tavuk-balık gibi beyaz eti tercih etmesi daha doğru olur. Omega 3 yağ asitleri kanser hastalarının kilo kaybını önleyebilir. Omega 3 yağ asitleri de kırmızı etli veya siyah etli balıklarda bolca bulunuyor. Normal balıklarda da var ama kırmızı etli balıklara göre daha az miktarda bulunuyor. Ayrıca buğday, tahıl da çok etkili.
DESTEK ÜRÜNLERE DİKKAT! Şimdilik ülkemizde FDA onaylı satılan Avemar diye bir buğday özütü bulunuyor. Bu kanserli hastalarda bağışıklık sistemini güçlendirdiği, iştah açarak kilo almaya yardımcı olduğu için öneriliyor. Meyve sularıyla veya suyla karıştırılarak kullanılıyor. Ama dediğim gibi sadece kanser tanısı konulmuş hastalara tavsiye ediyoruz. Bu ürün ilaç olarak geçmiyor, besin katkısı olduğu için geri ödemesi yok. Yani hasta kendi cebinden parasını ödemek zorunda. Şu anda ülkemize resmi olarak getirilen tek ürün bu. Ancak son dönemlerde piyasadaki destek ürünlerin sayısı hızla artıyor. Bu ürünlerin kesinlikle doktora sorulmadan kullanılmaması gerekir. Çünkü başka ilaçlarla etkileşimi olup tehlike yaratabilir.