Koskoca Türkiye ve tarihin yüzlerce yıllık derinliğinden gelen Türkler, şu sıralarda ha babam konuşuyor yazıyor.
Medyada görüş üzerine görüş, düşünce, analiz üzerine analizler yayınlanıyor.
Fakat görünen o ki ezici çoğunluk bilmeden, görmeden konuşuyor ve yazıyor.
***
AKP'ye kapatma davası istemi Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edildi.
Sanki Anayasa Mahkemesi bizim değil, Amerika'nın veya Afganistan'ın mahkemesi.
AKP, seçimle işbaşına gelmiş "bizim partimiz" ama mahkeme bizim değil, öyle mi?
Halbuki hepsi bizimdir. Mahkeme de, Meclis de, bürokrasi de, millet de, TSK'sı ile bütün devlet de!
Bunun dışındaki bütün anlayış ve yaklaşımlar, kör yaklaşımlardır?
Bakmayın siz, gazete ve TV'lerde her şeyi bilir pozlarda çan çan çene çalanlara.
Bakalım mı neyi biliyorlarmış?
***
Yüzde 47 ile iktidara gelmiş Türkiye'nin en güçlü partisi AKP ile gücünü Anayasa'dan alan Yüce Mahkeme, nasıl oldu da, niçin ve neden karşı karşıya geldiler, getirildiler?
Bunda kimler rol oynadı?
Hangi küresel niyetler ve planlar rol oynadı, buna bağlı olarak da hangi yerel bağlantılar harekete geçti, geçirildi?
AKP'nin muazzam bir kapatılma sürecine sokulmasında ve ihtimaldir ki kapatılmasında, birçok siyasetçiye küüüt diye yasak gelmesinde, buna bağlı olarak Türkiye'nin içine gireceği politik ve ekonomik kriz sebebiyle hangi sonuçlara gidilmek istendiğini, kim biliyor yahut bilebilir?
Bu kadar karmaşık bir sürecin stratejisini fani bir beniademin bilmesi matematik olarak imkansızdır?
O halde?
***
Ben, meslektaşlarımın çoğu gibi burada oturup lak lak etmek yerine şunları merak ederim:
Gelinen ya da getirildiğimiz ortamdan Amerika ne ummaktadır? Avrupa Birliği'nin ana aktörleri İngiltere, Fransa ve Almanya ne ummakta ve amaçlamaktadır?
İsrail ile Mossad ne düşünmektedir?
Velhasıl asıl soru şu olsa gerek:
Dünyanın merkezinde yer alan Türkiye'de, iktidar partisi AKP üzerinden, yukarıda saydığım küresel güçlerden hangileri hangi yol haritalarını izlemektedir?
Bu haritalardan, AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın ve kurmay heyetinin ne kadar haberi vardır? Varsayılıyorsa, ne kadarı doğrudur, ne kadarı yanıltmacadır?
AKP'nin katlanacağı sonuçlarla Türkiye'nin katlanacağı sonuçlar arasındaki fark nedir?
Bittabi bu bağlamda asıl soru da şudur:
Türkiye'nin tarihin derinliklerinden gelen kozmik aklı, bu sorulara hangi cevapları vermektedir?
Dostum Hayrullah Mahmud'dan ödünç alarak bitirelim: Hepsi ve daha ötesi budur!
Sevgiler!
DÜZELTME: Dünkü yazımdaki James Mangan belgeselini Historical Channel'da seyrettim. Düzeltir, özür dilerim...