Sevildiğini bilmeyen, hor görülen çocuk; zamanla yalnız kalıyor. Sevgisizlik, ilgisizlik ve yalnızlık şiddeti doğuruyor.
Davranış bozukluklarının birer hastalık belirtisi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kasatura, "Semptomlar hastalık haline gelmeden uzmana başvurulmalıdır" diyor. Prof. Dr. Kasatura bu rahatsızlıkların genetik bir nedeni yoksa, en önemli nedenlerinin sevgisizlik ve ilgisizlik olduğunun altını çiziyor. Kasatura; özellikle boşanmanın kaçınılmaz olduğu durumlarda çocuklara sevildiklerinin gösterilmesinin şart olduğunu söylüyor. Prof. Dr. Kasatura sevginin önemini şöyle anlatıyor: "Herkes çocuğunu sever. Fakat 'sevgi' ile 'sevgiyi gösterebilmek', ayrıdır. Toplumumuzda herkes çocuğunu çok seviyor ama sevgisini belli edecek bir şey yapmıyor. Başak Aydıntuğ olayında, çocuk sevgisiz ve ilgisiz bırakılmış. Belli ki bir problem var. Bu olayların altında yatan temel; sevgisizlik ve ilgisizliktir, yalnız bırakılma duygusudur. Gençlikte, ergenlikte arkadaşsız olmak çok önemli bir kriterdir."
BOŞANAN ÇİFTLERE UYARI... Prof. Dr. Kasatura; boşanan çocuklu çiftlerin çocuklarına sevgileri göstermeyi asla ihmal etmemeleri gerektiği konusunda uyarıyor ve ekliyor; "Çocuğa, 'Biz ayrılıyoruz ama seni seviyoruz' mesajı verilmelidir. Çocuk bilmelidir ki; anne-babası boşanmış olsa da kendisi sevilen bir çocuktur. Bu inancı vermezseniz çocuk kendisini yalnız, kimsesiz, toplumdan soyutlanmış hissedebilir. O zaman da bu örnekte olduğu gibi trajik sonuçlarla karşılaşabiliriz." Prof. Dr. Kasatura, şiddetin temellerinde aile içi sevgisizlik ve tatminsizliğin yattığını söylüyor.