Bu soru sıkça soruluyor. Öncelikle, bu kadar tefsirin olduğu bir ortamda niçin yazdığımıza cevap verelim. Bizimkine kadar yazılan tefsirlerde, geleneksel özellikler ağır basmaktadır. Her çağın bilimsel gelişmişliğine göre tefsir yazılmış ve çağımıza ışık tutmayan açılımlarla doldurulmuşlardır. Günümüz insanına hitap etmemekte ve çağdaş açılımlar vermemektedirler. Biz, günümüzün sorunlarına bilimsel yaklaşımla ışık tutması için bu tefsiri yazdık.
Özelliklerini sıralarsak... 1- Günümüz Türkçe'siyle yazılmıştır. İlkokul mezunu olan bir kişi bile rahatlıkla anlayabilir.
2- Kur'an'da yer alan kavramlar, anlaşılır bir şekilde manalandırılıp açıklanmıştır.
3- Ayeti ayetlerle açıklama metodu kullanılmıştır. Bu, Kur'an'ın kendisini tefsir etmesidir.
4- Kur'an'ın 5'te 3'ü kıssadır, yani geçmiş peygamberlerin durumlarını anlatır. Bu kıssaları günümüze getirip ışık tutacak şekilde yorumladık. Örneğin; Hz. Adem ile eşi cennette yasak ağaçtan yiyince avret yerleri açıldı ve ağaç yapraklarıyla örttüler. Yüce Allah bunu bize niçin anlatıyor? Bunu uygulayamayız ki. Bu anlatımdan şu çıkarımı yapabiliriz: Yasak ağaçtan yemek, haram lokma yemektir. Haram lokma haya duygusunu, iffeti yaralar ve asaleti bozar.
5- Kur'an'a herhangi bir mezhep, tarikat ve cemaat gözlüğü ile bakmadık. Bağımsız bir kafa ile bakıp incelerken, bilimin çeşitli dallarını kullanmayı ilke edindik. Bir bakıma, Kur'an'a Kur'an gözlüğünü takmayı ahlak edindik.