Sessiz ve kimsesiz bir yer Çanakkale Şehitliği. Her yerde kahramanlığın izlerini taşıyan bölge hatırlanmak istiyor.
Çanakkaleliler de bizlere; 'Bu vatan bizim diyerek cephelerinden kan döktüğümüz toprakları unuttuk' diye sesleniyor.
Hakan Dilek ile muhabirimiz Halil Çilingir; Çanakkale Savaşı'nın yıldönümünde kahramanlığın izlerini aktarıyor.
Büyükanafartalar Köyü'ne ulaşmak için Anzak Koyu olarak tabir edilen yere; kıyıya iniyoruz. Her taraf sessiz ve kimsesiz. Sahil boyunca Anzak mezarlarının önünden geçiyoruz. Kocaman bir tabletin üzerinde Atatürk'ün 1934'te kaleme aldığı yazı, bir tarihin şahidi olarak karşılıyor bizi. Devam ediyoruz ve Büyükanafartalar Köyü. Bir şirket sponsor olmuş ve yoldan heykeline, müze görünümlü binalara kadar her şeyi düşünmüş. Mehmet Akif Ersoy'un dediği doğru; "Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda!" Her adımda bir merminin, bir silah parçasının izine rastlamak mümkün. O yerleri bu tür savaş artığı eşyalardan arındırmaya kalksanız bir ömür harcamanız gerekecek. Gerçi böyle bir misyonla ömür harcanmış olmuyor ama, bu işi köylüler üstlenmiş. Yani anıların derlenip toparlanmasında bir 'özgürlük' hali var.
'UNUTMAYIN, GİDİN ÇANAKKALE'YE' Bu müzelerde taş üstüne düşmüş ve havada çarpışmış mermilerden, iskeletlere kadar her şeye rastlamak mümkün. Ve ben bir kez daha anladım ki; Çanakkale Savaşları askeri taktik ve stratejiyle kazanılacak bir şey değil. -Burada M. Kemal Atatürk'e yani dünyanın en büyük askeri taktisyenine haksızlık etmek istemem- Ama havada bir şeyler var. Sessiz soluksuz bir şey ki; insanı etkiliyor. Ama bir şey daha var ki; garip bir sessizlik hakim. Bu 'kutsal alan' yalnızlığa terk edilmiş gibi. Herhalde törenden törene şenleniyor ortalık. Şimdi size aktaracağım satırlar Çanakkale Şehitleri Tanıtım ve Araştırma Derneği'nin bir çalışmasından alınmadır ve meramımı anlatmaktadır; "250 binden fazla insanımızı yitirdiğimiz Çanakkale'yi unuttuk. Orada yürekleri vatan sevgisiyle alev alev yanarak ölüme koşan o insanları unuttuk. Yetimlerin kimsesizliğini, analarımızın gözyaşlarını unuttuk, 'Bu vatan bizim!' diyerek cephelerinde kan döktüğümüz Yemen Cephesi'ni, Kafkas Cephesi'ni unuttuk. Şarkışla'da düşmana tek bir mermi atmadan kar çiçekleri gibi donarak ölen on binlerce vatan evladını unuttuk. Gidin Çanakkale'ye, çocuklarınızı da götürün. Orada hayallerini, umlutlarını yüreklerine gömen gencecik Mehmetler'e duyurmak için; 'Bu vatan bizim!' diye haykırın."
*** * Her zaman özenli bir bakıma ihtiyaç duyan şehitliklerin bazı yerlerindeki kirlilik göze çarpıyor. Bazı duvarlara yazılan yazılar, çizilen resimler ise bunun en iyi kanıtı oluyor!
* Şehitlikleri ziyaret eden Hakan Dilek, gördüğü manzara karşısında çok etkilendi. Şehitlerimizin isimlerinin yazılı olduğu duvarı görünce çok etkilenen Dilek, şehitliğin bir hayli sessiz ve kimsesiz olduğunu gördü.
* Anzaklar'a ait anıt mezarların olduğu bölgede; Mustafa Kemal Atatürk'ün Çanakkale Savaşı zamanında anneler için söylediği cümlelerin İngilizce'si bulunuyor. Bu da Atatürk'ün ne kadar büyük bir kumandan ve insan olduğunun en büyük kanıtlarından sadece biri.