Başarılı sanatçı, '8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde; işte bu tavsiyeyle sesleniyor Türkiye'nin ezilen ve acılı kadınlarına....
Kadının güçlü ve sağlam durmasının şart olduğunu söyleyen Zuhal Olcay, bunun için eğitimin çok önemli olduğunu vurguluyor. Bütün kadınların kendi ayakları üzerinde durması gerektiğini savunan Olcay, "Hiç kimseye bağımlı olmayın. Ancak o zaman güçlü olursunuz" diyor.
Gerçek sanatçı yakıştırmasını belki de en çok hak eden isimlerden birisi Zuhal Olcay... Yıllar önce başladığı sanat hayatında hiç bozmadığı çizgisiyle emin adımlarla ilerlemeyi sürdüren Olcay, artık birçoğumuz için bir fenomen haline geldi. Güzelliği, zarafeti ve kalitesiyle sadece erkeklerin değil kadınların da hayranlığını üzerinde topladı. Zuhal Olcay; sadece kaliteli ve başarılı sanatçı duruşuyla fethetmedi elbette gönülleri. Çektiği filmler ve söylediği şarkılarda verdiği anlamlı mesajların yanı sıra "güçlü" yapısıyla, ayakları üzerine durabilen kadın profilinin de bir temsilcisi. Özel hayatında yaşadığı sıkıntılarla başa çıkmayı çok iyi becerebilen, bu konuda Türkiye'deki milyonlarca kadına örnek olan ve özel yaşantısıyla herkesin takdirini kazanan ünlü sanatçı '8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde hemcinslerine anlam dolu mesajlar gönderdi. Zuhal Olcay, kadınlara "Ekmek paranızı kazanın, ayaklarınız üzerinde durmasını öğrenin" gibi altı çizilecek tavsiyelerde bulundu.
KULAĞA KÜPE OLSUN İşte Zuhal Olcay'ın ağzından tüm kadınların kulağına küpe olacak cinsten açıklamalar ve samimi açıklamalarıyla bambaşka bir Zuhal Olcay portresi...
* Televizyon hayatınıza "Baş Ucu Şarkıları' adını verdiğiniz bir müzik programıyla dönüş yaptınız. Bu dönüşün hikayesi nedir, nasıl oldu bu proje? Her şey çok iyi gidiyor. Ben izleyicilerimden, beni sevenlerden uzakta yaşayamam. Kaliteli olan her işin her zaman yanında olmaya çalıştım. Şarkılarımı sevenlerimle paylaştıkça hayatım daha da anlam kazanıyor bir sanatçı olarak.
* Siz bu çok bilmiş ve acımasız dünyada sevginizi nereye koyarsınız? Sevgi, hayatımızda sığınabileceğimiz tek limandır. "Onu nereye koyarız hayatımızda?" diye sorarsanız yanıtı "Elbette başköşe" olur. Çünkü sevgi, baş köşeye konulmayı hak edecek kadar özel ve önemli bir duygu.
'HERKES KADAR YARALIYIM' * Karşı çıkılsa bile mi? Birileri karşı çıkıyorsa, onu yerinden alıyorsanız ve vazgeçemiyorsanız, o sevgi değildir. O zaman bu duygu başka bir şey oluyor bana göre.
* Hangi rolü oynadıysanız, yüzünüzden o hüzün gitmedi hiç. Gülerken bile hüzünlü bakışlarınız hep yüzünüzde... Beni tarif eden bir cümlenin içinde 'hüzün' bir yere oturabilir ama 'hüzün' benim için ilk söylenecek şey değildir. Herkes kadar yaralı hayatım özünde. Yani; aslında benim hiç kimseden bir farkım yok bu konuda. Bu meselenin de yıllardan beri birçok kişi tarafından çok fazla irdelendiğini, bu konunun çok uzadığını düşünüyorum esasında. 'HER ŞEYİN BAŞI EĞİTİM' * Gerçekçi bir bakış açısıyla sürekli kendileri olmamaya zorlanan bir insan topluluğu kadınlar... Var olma çabasını nereye dayandırmak, kendilerini neyle beslemek durumundadır sizce günümüz kadınları? Önce kendi güçleriyle kendilerini beslemeli kadınlar. Bunun için de elbette güç sahibi olmaları lazım. Her şeyin başında ise eğitim geliyor. Kadının kendi ayakları üzerinde durması, kendi gücünün olması çok güzel. Birine ihtiyaç duymaması da önemli tabii ki de. Tabii herkes için aynı şey geçerlidir ancak kadınlar için daha bir önem taşıyor, kadın öncelikle kendisine dayanmak zorunda.
* Röportajlarınızı, açıklamalarınızı kaçırmamaya çalışıyorum. Bütün bunlar göz önüne alındığında bir seçicilik hali göze çarpıyor. Neye dayandırıyorsunuz bu seçiciliğinizi? Hayatta sizi en çok ne etkiler? İyi bir senaryo olmasına, ekibin, takımın, her şeyin oturmasına dikkat ederim. Mesleğim benim için önemli. Titizlenmem de ondan ileri geliyor. Senaryo, yönetmen, yapımcı kısacası hepsi önemli benim için bir proje ele alındığında. Mümkün olduğu kadar seçici olmaya çalışıyorum ortaya çok iyi bir iş çıkması için. Çok fazla röportaj yapmamaya çalışıyorum. Ama bir şey yapıyorsam; örneğin dizi veya albüm onunla konuşulmak istiyorum. Onun dışında gündemde olmayı seven bir yapım yok açıkçası.
'BİR GÜNE SIĞMAMALI' * Detaycılık, ciddiyet ve tabii ki sevgi.. O olmadan asla dediğiniz ayrıntı hangisi? Hepsi ya da hepsi birden. Bütün bunlar insan hayatının olmazsa olmazları.
* Özel bir gün ve o güne büyük anlamlar sığdırmak aslında çok zor. İşte 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, bugün geldi çattı. Varlıklarını çalıştıkları yerde tutuşarak ortaya koyan kadınların yangını hâlâ sürüyor değil mi? Bence de sürüyor. Hem de çok fena bir halde sürüyor. Gerçi bu önemli günü bir tek güne sığdırmamak lazım. 'Anneler Günü' ve 'Babalar Günü' nasıl bir güne sığmayacak kadar özel, önemliyse aynı durum 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için de geçerli. Bu anlamları bir güne sığdırmak, özel olan şeyin biraz içini boşaltmak gibi geliyor bana.
'EKMEĞİMİZİ KAZANALIM' * Bence hakkı alınan insanın, mağdur olanın sözü gerekli böyle günlerde. Söylendiğinde bir şeyler anlatacak sözler daha da bir önem taşıyor. Tıpkı manşetimizde kullandığımız "Ekmek ve Gül Aşkına" gibi... O halde ben de, 'Ekmeğimizi kazanalım' diyorum kadınlara. Kadının kendi ayaklarının üzerinde durmasının ne kadar önemli olduğunu burada bir kez daha tekrarlıyorum.
* Başta da benzer bir soru sormuştum. Peki bütün çevrilmişliklerine ve sınırlanmışlıklarına rağmen kadınlar 'özgürlük' kelimesini anlamlarıyla nasıl telaffuz edecekler? Yolu, yöntemi ne olacak bunun? Sadece kadınların telaffuz etmesi yetmiyor 'özgürlük' kelimesini. Erkeklerin de, telaffuz etmesi lazım. Ancak o zaman tam anlamıyla özgürlük olacağına inanıyorum Türkiye'de.
'KİM BİLİR!' * Peki bu anlamlı gün için nasıl bir cümle söylemek istersiniz? Bir tek günün aşkına, bir tek cümle söylemek çok anlamlı gelmiyor bana.
* Son bir soru... Gerek görsel, gerekse yazılı basında kalbinizin boş olduğu haberlerine yer veriliyor, doğru mu? Onu kimse bilemez...