Benzer özellikler gösteren ülseratif kolit ve Crohn hastalığına 'kızkardeş' yakıştırması yapan Doç. Dr. Cengiz Bölükbaş, bu tehlikeli kardeşlerin neler yapabildiğini anlattı....
Türkiye'de 70 bin kişiyi pençesine alan ülseratif kolit ve Crohn hastalığından muzdarip biri olarak, itiraf etmeliyim ki, bu iki kızkardeşi hiç sevmiyorum... Gidişatları farklı olsa da pek çok benzer özellik gösteren bu iki hastalığın belki de en önemli ortak noktası, bir kere vücuda girdi mi bir daha terk etmemeleri. Yani ömür boyu sizinle yaşıyor bu iki can yakıcı hastalık. Başka hastalıklarla karıştırılma olasılığı hayli yüksek olan ülseratif kolit ve Crohn hastalığını anlatması için MedicalPark Bahçelievler Hastanesi Gastroenteroloji&İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Cengiz Bölükbaş'ın kapısını çaldım. İşte Doç. Dr. Bölükbaş'ın 'kızkardeşler' hakkında yaptığı açıklamalar.
İKİSİ DE İSHALLE BELİRTİ VERİYOR "Ülseratif kolit ve Crohn denilen iki hastalık tek bir başlık altında toplanıyor ve biz buna 'iltihaplı barsak hastalığı' diyoruz. Çünkü her ikisinin de aynı hastalık olduğu zannedilmiş uzun seneler boyunca. Birbirlerine çok yakın benzer özellikleri var ama gidişatları çok farklı olabilen hastalıklar bunlar. Teşhis ve tedavi açısından da farklı hastalık grubu. İkisinin benzer yönlerini şöyle sıralayabiliriz; her ikisi de ishalle ortaya çıkabilir. Ama ülseratif kolit daha çok kanlı ishalle çıkar. Crohn daha sinsi seyreder. Ülseratif kolit ise daha hızlı seyreder aşikar kanlı dışkı yaptığı için. Ülseratif kolite çoğunlukla daha çabuk tanı konulur. Ama Crohn hastalığında ben biliyorum ki, 5 yıl boyunca doktor doktor dolaşıp tanı konulamamış hasta var. Ülseratif kolitte daha çok kanama olur. Ülseratif kolitin kanaması da hep kırmızı, taze kan şeklindedir, hiçbir zaman simsiyah zift gibi olmaz. Crohn'da da kanama olur ama ülseratif kolit kadar sık değil. İkisinin bir başka ortak özelliği iltihabi bağırsak hastalığı diye tabir ediliyor olmasıdır. Her ikisinde de gerçekten iltihap var. Crohn hastalığında iltihap bağırsak duvarının tüm katlarını tutabilirken ülseratif kolitte iltihap bağırsağın sadece iç yüzeyindedir.
ÇEVRESEL FAKTÖRLER... Hastalığı ortaya çıkartan olay, vücudun kendi savunma sistemiyle kendi organına zarar vermesi aslında. Bunun nedeni ise dünyada net olarak bilinmiyor. Çevresel faktörler, mikrop, bakteri ya da virüsün tetiklemesiyle, altta bağışıklık sistemi veya genetik yatkınlık varsa bunu tetikliyor, sınırsız bir cevap oluşuyor vücutta. O sınırsız cevap incebağırsak, ya da sindirim sistemindeki herhangi bir bölgeye başlıyor saldırmaya. Ve iltihabik hücreler orada toplanmaya başlıyor. Ardından da belirtiler ortaya çıkıyor. İkisini ben kızkardeş olarak kabul ediyorum. İkisi de birbirine benziyor ama kızkardeşlerin de huyları aynı olmuyor. En önemli faktör şu; Crohn hastalığı ağızdan anüse kadar herhangi bir bölgeyi tutabileceği gibi, ülseratif kolitte hiçbir zaman kalın bağırsağın dışına geçiş yoktur. Yani sadece kalın bağırsak tutulur. En önemli fark budur.
HASTALIK DİLİ BİLE TUTABİLİYOR Ülseratif kolitte olay hep makat bölgesinden başlar, yukarıya doğru artarak devam eder. Ve ince bağırsağın kalın bağırsakla birleştiği yerin 5-10 santimine kadar tutabilir. Onun dışında hiçbir zaman ince bağırsağa geçmez. Crohn'da ise sıklıkla ince bağırsakla kalın bağırsağın birleştiği yer tutulur. Kalın bağırsağı hiç tutmadan yüzde 30 ince bağırsağı tutar, yüzde 20-25 arasında da sadece kalın bağırsağı tutabilir. Crohn kalın barsağı tuttuğunda o zaman ülseratif kolitle daha çok karışır. Yüzde 5-10 gibi de ince bağırsağın üst kısımları, mide, oniki parmak bağırsağı, yemek borusu ve hatta dili bile tutabilir Crohn. Ayrıca Crohn'da bağırsaktan dışa veya bir başka içi boş organa 'yol açılması' diye tanımlanan fistül ve 'makatta yarık' diye tarif edilen fissür sıktır.
'FITIK' DEYİP AMELİYAT EDİYORLAR Ülseratif kolitin başlangıcı çok önemli. Bu hastalıkta 5-10 santimlik bir bölge tutulmuşsa makattan itibaren, çok hafif bir ülseratif kolit olabilir. 5-10 santim tutup da çok ağır ülseratif kolitli hastamızda vardır. Tüm kalın bağırsağın tutulduğu zaman ameliyata gitmek zorunda kalan ağır hastalarda vardır. Çünkü bu, hastadan hastaya değişir. Ama ülseratif kolit kalın bağırsağın tamamını tutmuşsa ve ilaç tedavisine cevap alamıyorsak bu hastalar çoğunlukla sadece bir kalın bağırsak ameliyatıyla yakınmalarından büyük oranda kurtulabiliyor. Ama Crohn'da ise olabildiğince ameliyattan kaçınmaya çalışıyoruz. Çünkü Crohn bir ameliyatta iyileşmiyor. Hayatları boyunca yüzde 80'i en az bir kez ameliyat oluyor. Çoğu 2-3 kez ameliyat oluyor. Apandist denilip ameliyat olunuyor, başka nedenden apse olduğu düşünülerek ameliyat ediliyor. Yanlış teşhis konuluyor çoğunlukla. Bazılarında ameliyatta teşhis konulabiliyor. Crohn'un ortaya çıkışı çoğunlukla ishal veya kilo kaybı, karın ağrısı, tuttuğu yere göre değişebilecek bulantı-kusma ile bile karşımıza gelebiliyor. Yemekten sonra tek başına şişkinlikle bile Crohn tanısı konulan hastalar var. Çünkü tuttuğu yerin dışında Crohn'un yaptığı lezyon da farklı oluyor. 3 çeşit lezyonu var. Tek başına ülserle de karşınıza gelebilir. Ülserin dışında ince ya da kalın bağırsakta darlık yapabilir. Veya fistüllü tiple karşımıza gelebilir. Crohn hastalarının hepsinde kanamalı dışkı olması şart değil. Büyük bir kısmı hastalığın tutulduğu bölgeye göre yakınma yapar. Yemek borusunu tuttuysa sadece yutma güçlüğü şikayetiyle gelebilir. Eğer mide çıkışını tuttuysa yemek yedikten 2-3 saat sonra hasta kusmayla gelebilir. Sadece ince bağırsak tutulduysa ve sadece iltihabi ise hasta genellikle, şişkinlik, ağrı ve ishal olduğunu söyler, kanlı ishal olabilir. Yağ emilimini bozduğu için ona bağlı ishaller olabilir. Veya iltihap tamamen yolu tıkar, tümör veya boğulmuş fıtık gibi gibi karşınıza gelir. Hasta ameliyata alınmak zorunda kalabilir.
KOLONOSKOPİ KAÇINILMAZ Crohn hastalığı daha çok sinsi gidiyor . Bize gelesiye kadar çok vakit geçirmiş oluyor hastalar. Doktorların da aklına gelmesi lazım bu hastalık. Crohn'la hassas bağırsak arasındaki çok ince bir çizgi var. Bunlar da çok karıştırılabiliyor. Nasıl ayırt edebiliriz; hastada kilo kaybı varsa, iltihabi cevap varsa, anemi varsa, büyük abdest tetkikinde yağ varsa, kan varsa o zaman iltihabi bağırsak hastalığına kayarız crohn ya da ülseratif kolit olabilir bu. O zaman da artık daha ileri tetkik yapıyoruz. Kanlı dışkılama ile geldiyse hasta, kaçınılmaz olarak hemen kolonoskopi yapıyoruz, bağırsağa bakmak lazım.
VEREMLE KARIŞTIRMAMAK LAZIM Verem mikrobu da vücutta her yeri tutabilir; menenjit yapabilir, akciğeri karaciğeri de tutabilir, kemik iliğini bile tutabilir, kalın bağırsağı da tutar. Benim yaklaşık 100 tane veremli kalın bağırsak hastam var. Türkiye'de Crohn'la karışabilecek en önemli hastalıklardan bir tanesi de barsak veremidir. Verem mikrobu olduğunda tamamen farklı bir tedavi uygulanıyor. Verem mikrobunun yol açtığı barsak hastalığını kortizonla tedavi etmeye kalkarsak hastayı kaybedebiliriz. Bu kızkardeşlerin tedavisinde ise hastalığın şekline, nerede ortaya çıktığına ve derecesine bakarak karar verebiliyoruz.