Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon | Saklambaç | Astroloji | Arşiv | Ana Sayfa
Bugün: 17 Şubat 2008  
KONUYLA İLİŞKİLİ DİĞER YAZILAR
Mehmetçik bizi koruyor
Korku yoktu, heyecan vardı

Mehmetçik bizi koruyor

'Gazi'nin oyuncuları Selin Demiratar ve Ahmet Kural, böyle bir projenin içinde yer almaktan gurur duyuyor. İkili toplumun Mehmetçiklerimiz konusunda daha duyarlı ve ilgili olması gerektiğinin altını çiziyor....



Biri asker, diğeri polis çocuğu olan 2 genç oyuncu, ülkemizde yaşanan terör olaylarına karşı çok daha bilinçli olabileceğimizi düşünüyor...
Başrollerinde Ahmet Kural, Selin Demiratar, Perihan Savaş ve Altan Günbay'ın yer aldığı 'Gazi', bir askerin son 3 gününden başlayarak onun gazi olduktan sonraki yaşantısını, travmalarını ve hayatını anlatıyor. Güneydoğu'da yaşanan terör gerçeğini ortaya koyuyor. 'Gazi'nin iki genç başrol oyuncusuyla terörü ve içinde bulundukları iddialı projeyi konuştuk.

* Gazi daha önce benzeri yapılmamış bir dizi...
Ahmet Kural
: Gazi, Fırat Kalender'in yani bir çavuşun askerliğinin son üç gününden başlayarak gazi olduktan sonraki hayatını, travmalarını anlatan bir hikaye. Bir Güneydoğu veya terör örgütünden kaynaklanan çatışma hikayesi değil. Fragmanlarda dizinin alt yapısını oluşturmak için, çatışmalarla dolu sahneler var. Fırat'ın nasıl gazi olduğunu anlatabilmek için o sahneleri çektik. Sonrası tamamen insan hikayesi.

SOSYAL BİR KONU
Selin Demiratar: Yıllardan beri terör olaylarını şehit ve gazi haberlerini izliyoruz. Ben asker çocuğuyum. Televizyonda şehit ve gazi ailelerini gördüğüm zaman çok duygulanıyorum. Evlatları, eşi ya da babaları ölmüş olmasına rağmen son derece güçlü ve ayakta durmaya çalışan insanları görüyoruz. İnsanlar gerçekten bir şeylerin mücadelesini veriyor. Sonuçta siz vatanınız için canınızı feda ediyorsunuz. Ama üzerinden zaman geçiyor ortalık durulmaya başlıyor. Hemen olanlar unutuluyor. Onların aileleri en büyük acıyı yaşıyor... Bir şeyleri artık görmemiz gerekiyor. Bu diziyi kabul etmemin tek sebebi yıllardır cesaret edilemeyen ama üzerine gidilmesi gereken bir konunun işlenmesi. Bu anlamda bu projenin içerisinde yer aldığım için çok mutluyum.

* Aslında bir anlamda sosyal bir konuya da parmak basıyorsunuz...
S.D.:
Hepimiz çocuklarımızı, evlatlarımızı, arkadaşlarımızı davulla zurnayla askere yolluyoruz. Askerin görevi bizi ve bütün vatanı beklemek. Onlara silah çekenlerin ailelerini de beklemek. Tamamen karşılıksız bir vatan sevgisi. Onlar cephe de savaşırken, cephenin de gereksiz olduğunu düşünüyoruz. Çünkü kimi kime karşı bekliyoruz! Dış düşmanlara karşı beklesek anlarım ama tamamen yapay tamamen kurgusal, milletimizin ufalanmasına yönelik bir operasyonun içerisinde olan insanlara karşı. Bu konuda herkesin bilinçlenmesi gerekir. İnsanlara bu bilinci vermeye çalışıyoruz. Gazi aileleri ve şehit ailelerinin birazda olsa sorunlarını hayatlarını ekrana taşıyoruz.
A.K.: Askerler, siyasiler sorumluluk alıyor ama vatandaş olarak bizim bir şeyler yapmamız lazım. Ülkemiz üzerinde oynanan oyunlara alet olmamaktır. Sorumluluğu üstlendiğimiz zaman bunların içimizde yaşama fırsatı bulamayacaklardır. İşte amacımız bu mesajı vermek.

AJİTASYON YAPMIYORUZ
* Role hazırlık dönemi nasıl geçti ?
A.K.:
Gazilerin hayat hikayesini anlatan kitaplar okudum. Senaristlerimle birlikte gazilerle birebir görüştük. Gazilerin ruh hallerini ve iç dünyalarını anlayabilmek için psikologlardan fikir aldık. Yani her türlü gazi psikolojisiyle ilgili her şeyi anlamaya çalıştık ama asla tam olarak anlamamız mümkün değil. Ama onların yanındayız. Onlarında planları vardı. Gazinin askere giderken nişanlısına anasına babasına verdiği sözler vardı. Maalesef yerine getirilemiyor. Bir kahpe kurşunla vuruluyor ya şehit oluyor ya da gazi olarak geri dönüyor. Biz onlara bunun karşılığını vermemiz gerekiyor. Onların beklentisi yok. Çünkü onlar canlarını ortaya koymuş ne beklentisi olabilir ki.

* 'Ajitasyon yapıyorsunuz' gibi eleştirilere nasıl yanıt veriyorsunuz?
S.D.:
Gazi bir şeyleri kullanmak isteyen ve bu sayede tutulmaya çalışan bir dizi değil. Ajitasyon yapan bir dizi değil. Gazilere ve ailelerine baktığınız zaman tabii ki mahvoluyorlar. Ama bir yandan da dik durmaya çalışıyorlar. Çok acayip milli bir duygu var burada. Bizim hikayemizde asla ajitasyon yapan bir durum yok. Tabi yaşanmış acılar var. Ama insanları yıpratacak, için için kanırtan bir durum yok. Düşündüğünüzde kurgusal olarak tam film mantığı ile ilgili kurgusal bir şey yok. 'iki kardeş kavga ediyor. İki kardeşin kavgasında ne olur hiç biri kazanamaz. Kazanan olmaz. Kazanan bunları birbirine düşüren olur' buna uyanmamız lazım. Bu yüzden toplumda gazilerimizin, şehitlerimizin değerini bilmemiz lazım. Onlar bir hiç uğruna ölmüş insanlar değil. Sanki hiç uğruna ölüp gitmiş gibi bakıyoruz onlara. Onlar bizi beklerken o aileler neler çekiyordu? Onların cenazeleri veya gazileri geldiği zaman neler yaşıyordu neler çekiyordu. Biz dizimizde bunları halkımıza anlatacağız.

BU PROBLEM YENİ DEĞİL
* Dizi yayına girdikten sonra nasıl tepkiler aldınız?
S.D.:
İnsanların ilk tepkisi etkileyici bir hikayeye başladığımız yönünde oldu. 30 yıldır böyle bir problem var. Son dönemde de tırmanışa geçti. Bu yüzden izleyicinin takip edeceği, güzel ve etkileyici bir hikaye. Güzel bir izleyici kitlesine ulaşacağına inanıyorum.
A.K.: Babamın mesleğinden dolayı belli bir dönem Doğu'da kaldım. Bu yüzden bize uzak şeyler ve uzak konular değil. Çünkü anlatılan hikayeleri, yaşananları o zamanlarda bile çocuk olmama rağmen duyuyordum. Zaten şimdi de senaryoyu okurken bile gözlerim doluyor.

* Çekimler nerede yapılıyor?
A.K.:
İki buçuk bölümünü Afyon'da çektik. Ondan sonrasını İstanbul'da çekmeye devam ediyoruz. Tamamen şehir hikayesi. Tuna karakteri İstanbul'da yaşıyor. Yavaş yavaş giriyor hikayeye. İlk iki bölüm hikayenin çoğu Güneydoğu'da geçti. Gerisi istanbul'da devam ediyor. Güneydoğu sahneleri için bir film setini aratmayacak bir ekipman kuruldu. Senaryo çok iyi, çok iyi bir kadro var. Müziklerde Yedi Karanfillerin yapımcısı Bayşu Müzik tarafından yapılıyor.

* Ahmet Bey sizin ilk başrolünüz galiba... Biraz kendinizden bahseder misiniz?
İlk projem 'Fikrimin İnce Gülü' dizisiydi. Orada Aydan Şener'in yeğeni Savaş karakterini canlandırdım. Daha sonra TRT'de 'Evimin Erkeği' diye bir dizide oynadım. Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde eğitim aldım. Konya Selçuk Üniversitesi Radyo Televizyon Bölümü mezunuyum. Levent Kırca, Oya Başar Tiyatrosu'nda da bir yıl çalıştım. Ama dizilerden dolayı tiyatroyu bırakmak zorunda kaldım. Şimdi de Gazi'nin içerisindeyim...




DİĞER SAKLAMBAÇ HABERLERİ
Türkülerin paşası...Erzurum çok yahşi
Kadınlar bu bahar çok romantik'Kanatlanmak' için ne lazım?
Hızlı yaşa genç ölBu kızkardeşler çok can yakıyor
Tarihin görüntülü öyküleriTeraziler'in morali bozuk
Aman nazar değmesin!Haydi göster yaratıcılığını!
Renault 4x4 crossover...
GÜNCEL
Beyaz Beyaz afet
Tüm yurdu etkisi altına alan kar yağışı başta megakent olmak üzere...
Erkek hırsızı
Gözle görülen mucize
TRT'de film pazarlığı...
Kabus sona erdi
Teröristler birbirine düştü
Hemşirelere defolu hediye
SPOR
Delikanlı Delikanlı Kartal
Karlı zeminde oynanan maçta Nobre ve Holosko'yla iki farkı bulan...
Gereken yapılsın
Başkan patladı
Herkes işine baksın
Hedefimiz üçte üç
Golcüler coştu
Ders çıkarmalıyız
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
HAVA DURUMU
İSTANBUL Kar 2°C 0°C 
ANKARA Kar -3°C -5°C 
İZMİR Yağmurlu 6°C 2°C 
ANTALYA Yağmurlu 13°C 8°C 
ADANA Sağanak Yağışlı 14°C 7°C 
EKONOMİ
IMKB E: 44.305,270 D:% -2,61
DOLAR S: 1,198 D:% 0,34
EURO S: 1,759 D:% 0,80
AKTÜEL
GÜNE BAKIŞ
EKONOMİ
MAGAZİN
  Güncel | Yazarlar | Güne Bakış | Ekonomi | Aktüel | Magazin | Spor | Televizyon
| Saklambaç | Astroloji | Mobil Takvim | Reklam | Künye | Ana Sayfa
    Takvim Servisi
    Copyright © 2003, 2007 - Tüm hakları saklıdır.
Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Üretim ve Tasarım  Merkez Bilgi Grubu
Shuanda Bildiriyor Blogomania Hepoku