Saygı duyulacak mücadele
Müthiş bir mücadele.. Savaşan koşan, maçın bir dakikasında bile oyundan kopmayan Galatasaray izledik dün gece Ali Sami Yen'de. Göz gözü zaman zaman görmüyor, kar yıllar öncesinde olduğu gibi Ali Sami Yen'e yükleniyordu. Galatasaray'ın dört yabancısı kulübede, ikisi uçakta, 11 Aslan'ı ise sahadaydı. Kalli'nin forma adaleti şan şöhret tanımadan futbolun gerekleri adına dağıtıma çıkıyordu. Ama sahada formayı kapanlar da gerçekten Alman hocayı mahcup etmiyordu. Kral Hakan Şükür ve arkadaşları tek yürek olmuş kar, bataklık, çamur demeden oynuyordu. Almanlar'ın maç boyunca neredeyse tek bir pozisyonu bile yoktu. Ama G.Saray, Leverkusen kalesinde ciddi fırsatlar ve gol şansları yakaladı. 31. dakikada Uğur'un ortasında önce Ayhan, sonra Ümit topa dokunamayınca Cimbom mutlak bir golden oldu. Hele bir 51. dakika var ki unutulmaz. Hakan Şükür'ün, "Alda at" pasını kalecinin ellerinde görünce Ümit Karan da şaşırdı. Arda mükemmel oynadı. Kaptı, götürdü, taşıdı, tükenmeden mücadele etti. Hakan Şükür yine Kral'dı. Genç arkadaşları kadar koştu, mücadele etti. Mehmet Topal orta sahada her türlü çer çöpü adeta süpürdü. Makine gibiydi. Servet, servet gibi oynamaya devam ediyordu. Kimi unuttum bilmem. Ama o da mutlaka iyi oynuyordu. Bu güzel tablo içinde taraftara bir not, bir mesaj vermeden geçemeyeceğiz. Makine tıkır tıkır çalışırken dün gece ve Manisa maçında 60. dakikada "Lincoln" sesleri sahaya emeğini yansıtan her Sarı-Kırmızılı yüreğe bizce yanlış bir göndermeye dönüyor. Bırakın Lincoln'ü oyuna almaya Kalli karar versin. Bırakın bu çocukların aklına hiç bir şey girmeden mücadele devam etsin. Lincoln girdiğinde tribünleri inletmeniz yeter. Sonuçta Galatasaray, bir Alman takımı karşısında başta da belirttiğimiz gibi büyük bir mücadele örneği verdi. Tek eksiği goldü. Leverkusen zaman zaman nefessiz kaldı. UEFA Kupası'nda bu 180 dakikanın ilk 90'ı golsüz geçti. Türk taraftarlarının dolduracağı bir rövanş maçında Galatasaray umudu daha da öteye taşıyabilir.