Acun efsanesi ve şişme gazeteciler
Yakın zamana kadar televizyonlarda gezi programları düzenleyen Acun Ilıcalı isimli delikanlıyı bir anda efsane yaptılar ya, dur bir bakayım dedim, neler oluyor. Yozluğu ve maddiyatçılığı zirveye taşıyan usta ellerin, televizyon ve gazete yıldızı yaratmakta ne kadar mahir olduklarını bildiğim halde... Usta(!) geçinen gazetecilerin de bu süreçleri nasıl teşvik ettiğini, sempatik gösterdiğini defalarca gözlediğimiz halde....
***
Meğer bir yarışma programı yapıyormuş Acun. İhtiyaç sahiplerine para dağıtıyormuş! Millet hüngür hüngür ağlıyor programda. Parayı alanlar, alamayanlar, izleyenler falan herkes salya sümük!..
***
Televizyonlarda kaç programda millete para dağıtılıyor artık sayamaz olduk. Kenan Işık'ın yarışması klasiklerdendi, şimdi her ekranda millet davul dümbelek eşliğinde paranın peşinde koşturuyor. Fox TV'de Ahmet Çakar da soyunmuş bir programa, Şansa Bak adı altında para dağıtıyor. En son kredi kartları borcuna batan bir kadıncağız büyük ödülü alamamış diye, bizim gazeteler birinci sayfadan vah vah haberleri yapıyorlar.
***
Yahu ayıptır be! Borca batmış milletin, çaresiz insanların, yüz milyonların seyrettiği ekranlarda dilenci haline düşürülmesi, ağlatılması, derinden gelen acıklı müziklerle rezil perişan edilmesinin insanlıkla, yayıncılıkla ne ilgisi var? Neymiş? Acun Ilıcalı'nın programı reyting rekorları kırıyormuş, Acun, Türk milletini buluşturan, gerçek değerlerini anımsatan bir iş yapıyormuş, aferinmiş ona! Dilenmek mi Türk milletinin gerçek değeri? Yoksa göstere göstere sadaka dağıtmak mı? Milletin acıma hislerinin gıdıklanması, yoksulluğu veya borca batmışlığı ile sahneye çıkartılıp, yarışma adı altında, insanların rezil rüsva edilmesi mi?
***
Kültürel kirlenmenin temel semptomları açgözlülük, görgüsüzlük ve arsızlıktır. Bu iğrenç programları teşvik edeceğinize, AKP hükümetinin milleti nasıl borca batırdığını ve buna karşılık sadaka imparatorluğu kurduğunu yazsanıza şişme gazeteciler!