TSK'ya karşı psikolojik harp-1
Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt'ın sıcak gündemle ilgili çok kısa açıklamasını dinleyince kendi kendime sordum: Bu duruşu nasıl okumalıyız? Ben şöyle okudum: Genelkurmay, TSK'ya karşı yürütülen örtülü psikolojik harbin farkında. Şimdi bunu açalım.
***
Kabul etmek gerekir ki; uluslararası bağlantılar ve konjonktür sebebiyle Türk Silahlı Kuvvetleri, özellikle 12 Mart ve 12 Eylül darbeleri ile Türkiye'de hatta Türkler'in genel tarihinde yer etmiş asker millet el ele dip duygusunu zedeleyecek argümanları karşıtlarına altın tepside sunmuştur.
***
Taa Menderes iktidarlarından miras kalan millet-devlet ayrımcılığı projeksiyonu ile beslenen sağ iktidarlar, darbelerden sonra iktidara daha güçlü biçimde oturmuşlardır. Sağ muhafazakar köylü partilerinin temel oyunu odur ki, bu oyun sayesinde 28 Şubat postmodern operasyonu ile Türkiye'yi AKP iktidarına hediye etmiştir. Her ne kadar 12 Mart'tan sonra güçlü bir sağ çıkartılamadı ise de ona karşı yükselen sol-sosyal demokrat rüzgarlar 12 Eylül ile temelli boğulmuş, siyasi iktidarı bu kez Özal'a altın tepsi içinde sunulmuştur.
***
Sol-sosyal demokrasi 12 Eylül tarafından boğulurken, milliyetçi gençler ummadıkları şekilde sopalanırken, 12 Eylül'de bir köşeye sinmiş olan İslamcılığın önü açılmış, Özal-1, Öza-l2 hükümetleri ile platform genişletilmiş, 28 Şubat postmodern operasyonu ile de Türkiye bu kez altın tepsi içinde AKP'ye sunulmuştur. Bu cümleden olarak, Türkiye'nin en köklü partisi CHP'nin içine düştüğü ideolojik çaresizliği anlamak da mümkündür. Öyle bir örgü örülmüştür ki, en karşıtı olduğu halde CHP'nin her çıkışı AKP'ye artı yazmaktadır.
***
12 Mart ve çok daha ezici biçimde 12 Eylül darbelerinin 30 yılda Türkiye'yi getirdiği bu nokta, yukarıda söylediğimiz gibi siyasi iktidarda tartışılmaz bir AKP hegemonyası yaratırken, çok sesli ve güçlü hale gelen medyada da çok önemli transformasyona yol açmıştır. Şöyle ki; giderek güçlenen ve kendisini politik iktidar hisseden İslamcı kanatlar, rövanşist duygularla, şımarıklıkla veya güç zehirlenmesi ile devlete ve güvenlik bürokrasisine açıkça savaş açarken, haklı olarak askeri darbelerden yaka silkmiş olan liberal-demokrat kanatlar da demokrasi talep etmek gibi masum noktalardan kişisel kuyruk acılarına kadar bir çok sebeple TSK'ya muhalefeti demokrasi mücadelesi anlamında sahneye koymayı seçmişlerdir. Sonuçta, İslamcılarla liberaller ittifak ederek medyayı, TSK'ya karşı güçlü bir psikolojik harbin platformu haline getirmişlerdir. (Devam edecek. İ.S.)