Muhlis Akarsu'yu kim dinlemez?
"Sivas'ta 10 gün kaldın da Madımak Oteli'ne gidip bakmadın mı?" diye sordu dostlarım. Hayır gitmedim. Gidip bakmadım. Cadde kenarı olduğu için zorunlu olarak defalarca önünden geçtim. Ama hırsla, kinle, intikam duygularıyla, nefretle doldurmadım yüreğimi.
NİYEBÖYLEETTİM? Niye böyle ettiğimi soranlara Muhlis Hoca'yı anlattım. O otelde, o acı provokasyonda yitenlerin Muhlis Akarsu'nun hikayesini anlattım onlara. Hocayı ve sazını. Sazına duyduğu aşkı. Bu aşkla dünyayı ve insanı nasıl kavradığını anlattım dilim döndüğünce.
ALDIAŞIK Dedim ki; bazen kucaklayıp öperdi onu. Kimi zaman da sarılır, birlikte yatar, sabahlara dek teni döşüne dokunarak uyurdu. Sap ucundan renkli renkli sarkan püskülü, yavuklu saçı okşarcasına sever tarardı. Bu toprakların yetiştirdiği en güzel yürekli, en üretken, en istidatlı adamlardan biri, Ozan Muhlis Akarsu, sazını işte böyle can gibi, canan gibi, insan gibi sever gözetirdi.
CANIVAR Bir gün bir yerde karşılaşmış, muhabbet kurmuştuk. Şakayla karışık anlatmıştı; "Benim sazın canı vardır kardeşler. Bazen konuşur o benimle..." demişti. Gülüştüydük ama çok da sevmiştik bu tasavvurunu... Gülmemize kızmadı. Aksine daha bir ciddileşip anlattı. "Bağlaması ondan az biraz ihmal görse, bir duvara asılı hallerde birkaç gün kala kalsa, o kalın parmakların arasındaki kiraz tezene, hasret çeken tellerine, göğsüne, kulağına bir vakit dokunmasa dile gelip, dert yanıyormuş" Akarsu Hoca'ya.
ZALİMSİNOY!.. Mesela o bilindik türküsünde dillerimize pelesenk olan sözleri aslında sazı etmiş ona. Demiş ki; "Ey sevdiğim sana şikayetim var. Ne sevdiğin belli ne sevmediğin. Ben de bir insanım bir de canım Var. Ne sevdiğin belli ne sevmediğin..." Muhlis Akarsu'yu tez yitirdik ama hiç unutmadık. Yanan diğer canları unutmadığımız gibi. Ama gördüğüm o ki Sivas da unutmamış onları. Hangi mevkide hangi durumda olursa olsun kentin alnına bu kara lekeyi süren o aşağılık o rezil güruhu unutmamış. Ozanlar diyarı, kültür sanat diyarı Sivas'ın böyle bir olayla anılmasından son derece üzgünler.
OYNENNİ,NENNİ Gelin biz de türkülerle analım onları. Türkü şölenleriyle analım. Muhlis Hoca'dan, Nesimi Çimen'den, Hasret Gültekin'den deyişler okuyarak, türküler çığırarak analım. Mesela diyelim ki; "Bunca gamın bunca derdin içinde, yaşamak bizlere zor nenni nenni. Sizden umudumu kesmem erenler, elbet bir çaresi var nenni nenni..."