Boran Ailesi'nin şimdi tek amacı yarışmadan kazandıkları ikramiye ile Yağız'ı tekrar yürütmek... Bir de bu hastalıkla mücadele eden herkes için ilik bankası oluşturmak.
* Normal bir ateşle doktora gittiniz ve kanser olduğunu mu öğrendiniz? Acil servise gitmiştik. Doktorlar kan sayımı yaptı. 'Değerler düşmüş' dediler. Bizi bir uzmana yönlendireceklerini söylediler.
* İnsan konduramaz çocuğuna... Biz anlamadık ki, hâlâ neyi olduğunu düşünüyoruz. Basit bir ateşlenmeyle gelmişiz. Enfeksiyon kaptı, bir antibiyotik verip gönderecekler zannediyoruz. Ama Yağız'da yaklaşık yüzde 98 oranında kanser hücresi çıktı.
HAYATIMIN EN ACI ANIYDI * Ne zaman anladınız? Hayatımda yaşadığım en korkunç anlardan biriydi. Acilden yukarı çıktık, eşim ve Yağız'la birlikte. Daha önce onkolojide birlikte çalıştığımız Dr. Deniz Hanım, 'Ömer Hocam ne arıyorsun burada? diye sordu.
* Siz hala inanmak istemiyorsunuz... 'Oğlum için buradayım' dedim. Deniz Hanım sonuçlara baktı ve ağlamaya başladı.
* Ehh o zaman durumun ciddiyetini algılamışsınızdır... Durumun ciddi olduğunu anladım. Ama lösemi yine de aklımdan geçmiyor. O kelimeyi duymak istemiyorsunuz. Sonra direkt söyledi. Eşim yıkıldı, Yağız duydu.
* Hangi aşamada yakaladınız hastalığı? İlk mutluluğu o an yaşadık. Kötünün iyisi tabii ama en erken döneminde gitmişiz doktora. Zaten çabuk toparladı. 7. ayda kandaki kanser hücresi yüzde 98'den yüzde 3'lere düştü. Baktım profesörlerin yüzleri gülüyor.
* Yağız ne kadar zamandır lösemi tedavisi görüyor? 21 aydır. 7. aydan sonra her şey mükemmel gitmeye başladı. Hatta 9. aydan sonra doktorundan izin alarak okula bile gitti. Ama üst solunum enfeksiyonuna yakalandı.
* Tedavi edilemedi mi enfeksiyon? Biz daha ne olduğunu anlayamadan 18 Ocak 2007'de bir anda yıkıldı çocuk. Belden aşağısı tutmamaya başladı. Yapılan EMG sonuçlarında ağır nörolojik tutulum denildi.
OĞLUM ÇOK ISRAR ETTİ * Lösemiden bağımsız olarak bir hastalık baş gösterdi yani... Bunun bir virüsten kaynaklanabileceği düşünüldü. 'Gulenbali sendromu' diye bir hastalıktan korktuk. Ancak ikinci ihtimal de aldığı kemoterapi ilaçlarının etkisiyle böyle bir yıkımın yaşanabileceğiydi.
* Peki, sonuçta nasıl bir önlem alındı? Kemoterapi ilaçlarını değiştirmeye karar verdiler. Belirtiler gulenbaliyi andırıyordu ama yukarı doğru ilerleme durdu. Boğaza kadar çıkabilirdi. Aldığımız vitaminler ve kortizonlarla onu engelledik.
* İlk yıkımdan bu yana düzelme var mı? İlk dönemde kollarını tutamıyordu. Dik oturamıyordu. Onları yavaş yavaş aştık.
* Tedavi hangi aşamada şimdi? Her ay ilik alıyoruz. Fizik tedavi hareketleri var. Profesörümüzden bütün hareketleri öğrendim. Evde kendim yaptırıyorum Yağız'a. Kas erimesi olmasın diye elektrik veriyorum. Yurt dışından gelen bir cihazla ayakta tutuyorum günde 1-2 saat.
* Yarışmaya katılmanızın temel sebebi Yağız'ın yurt dışında tedavi görmesini sağlamak mıydı? Bir Pazar günü yarışmanın tanıtımlarını gördük. Oğlum 'Ya baba, neden katılmıyorsun?' dedi. Ben ilk başlarda soğuk baktım.
* Neden soğuk baktınız? Çünkü çok işim var. 21 aydır günde 8-9 saatini oğluyla geçiren bir babayım. Sürekli oğlumlayım. Hiçbir sosyal faaliyetim yok. Evdeyim, evde olmadığım zamanlarda da tümörlü ve lösemili çocuklarla beraberim, onlara öğretmenlik yapıyorum.
BARDAĞIN DOLU TARAFI * Sanıyorum Yağız'ın isteği ağır bastı... Tabii ki. Geçtik bilgisayarın başına, başvurumuzu yaptık. Hatta ben beceremedim. Kızım resimlerimi küçülttü, yolladı. Ondan sonra 15 gün geçmedi. Bana güzel haber geldi. Hemen Yağız'a haber verdim.
* Yurt dışına götürmeyi düşünüyordunuz Yağız'ı, ne karar verdiniz? Yaz döneminde gideceğiz yurt dışına. Zaten şu anda Bahçelievler Fizik Tedavi Merkezi'ne gidiyoruz. Sağolsunlar bizimle çok ilgilendiler. Yağız lösemi hastası olduğu için erken saatlerde gidiyoruz.
* Peki, 'bu hastalığı kendim çağırdım' diye hiç düşündünüz mü? Bardağın her zaman dolu tarafına bakıyorum. Hastalık geldiğinde zırhlarımı kuşanmıştım. Belki 2 buçuk sene orada çalışmasaydım, bu kadar hazırlıklı olamazdık. Ben de sarsıldım ama çabuk toparladım. Allah'ın iyi kuluymuşum, kendimi hazırlamışım.
YAĞIZ'I AYAĞA KALDIRACAĞIZ * Şimdi neler yapmak istiyorsunuz? Yağız'ı ayağa kaldırmak için gerekli her şeyi yapacağız. Yarışmadan sonra gördük ki, yurt dışındaki tedavi yöntemleri Türkiye'de de uygulanıyormuş. Ama eşim yurt dışına götürmek istiyor oğlumuzu.
* Bu arada ilik bankasına dikkat çekmeye de çalışıyorsunuz... İstatistiklere bakınca Türkiye bu anlamda çok geride. En yakın örnek Güney Kıbrıs. Sokakta elinizin çarptığı 6 kişiden biri hayat kurtarmaya aday. Bir de tabii trombosit nakli çok önemli. Medya bizimle ilgilendiği sürece bunlara dikkat çekmek istiyorum.
Servisi 
