Doğum kontrol haplarının kanser yaptığı iddialarını yalanlayan Prof. Dr. Fatih Durmuşoğlu, 'Değil kanser yapmak, tam tersi üç kanserden kadınları koruyor' dedi.
Son dönemde hemen herkes doğum kontrol haplarının kanser yaptığını konuşuyor. Yarım asırdan fazladır tüm dünyada kullanılan bu haplar hakkındaki iddialar birçok kadında paniğe yol açtı. 'Acaba ben de kanser olur muyum?' endişesi yaşayan kadınlar artık doğum kontrol haplarına kuşkuyla bakarken, işin aslını konunun uzmanına, Marmara Üniversitesi Kadın-Doğum Bölümü Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fatih Durmuşoğlu'na sorduk. Yıllardır işin içinde olan Prof. Dr. Durmuşoğlu da çok öfkeli söylentilere... "Bir hekim olarak bu çok rahatsız edici" diyen Prof. Dr. Durmuşoğlu, "Bir hak yeme vardır ya; bir şeyin hakkı bu kadar yenir yani. Beyaz bir adama zenci demek gibi bir şey bu" şeklinde konuştu. Doğum kontrol haplarının değil kanser yapmak, kanserden koruduğunu söyleyen Prof. Dr. Fatih Durmuşoğlu, bu konudaki açıklamalarını şöyle sürdürdü...
ÇOK KOMİK İDDİALAR BUNLAR 'Doğum kontrol hapı kanser yapıyor' deniliyor. Halk arasında en büyük korkuyu yaratan nokta bu. İkincisi kısırlık meselesi. Bilindiği üzere genital sistemimizde 3 önemli kanserimiz var. Yumurtalık, rahim ve rahmin ağzı kanserleri. Çok komiktir ki, doğum kontrol haplarının yumurtalık kanseri üzerinde Dünya Sağlık Teşkilatı tarafından da kabul edilmiş koruyucu etkisi var. Ayrıca rahim kanserini engelleyici etkisi de var. Hatta menopoza giren kadınlarda doğum kontrol hapına benzer hapları vererek rahim kanserini engellemeye çalışıyoruz. Rahim ağzı kanserinde aynı zamanda sigara içen ve çok genç yaşta kullanan, çoğul ilişkisi olan hanımlarda bir takım artışlar görülmüş. Fakat 'tek başına doğum kontrol hapı bunu yapıyor' demek de birçok araştırmacıya göre çok yanlış. Kabaca baktığınızda, 'kanser yapıyor' dedikleri 3 ana kanser türünden ikisinde kanıtlanmış koruyucu etkisi var doğum kontrol haplarının.
CİNSEL HASTALIKLARDA ETKİLİ Cinsel temasla bulaşan veya bizim pelvik enflamatuar hastalık dediğimiz, hani bayanların arada 'kasıklarımı üşüttüm' diye yakındığı hastalıklarda da koruyucu etkisi var doğum kontrol haplarının. Çünkü rahmin ağzındaki salgının katılaşmasına neden olarak aşağıdan yukarıya mikropların çıkmasını engeller. Bunlara baktıktan sonra toplumun ne kadar dedikodu bazında yanlış yöne sevkedildiğini görüyorsunuz. Bunlar Fatih ya da Ahmet beyin fikri de değil. Herhangi bir kitabı açtığınızda bulabileceğiniz bilgiler. Son yıllarda çok sıcak bir konu da meme kanseri... 'Doğum kontrol hapı meme kanseri yapar mı, yapmaz mı?' çelişkisi yaşanıyor. Batılı ülkelerdeki duruma baktığınız zaman, 18 yaş altında son derece tehlikeli olan, çocuk denecek yaşta gebelikler oluşabiliyor. Ve ister istemez Batı toplumu da doğum kontrol hapı kullanımını o yaşlara kadar indirebiliyor. 18 yaşın altına bile öneriyor ki, hamile kalıp da problemler olmasın diye.
MEMEDE TÜMÖR HEMEN ÇIKMAZ Öncelikle meme gelişimi 18 yaşa kadar devam ediyor. Memenin final, artık emzirme fonksiyonunu görebilecek şekil ve yapıya ulaşması 18 yaşına kadar uzayabiliyor. Ve bu haplara erken başladığınızda memenin gelişimi esnasında bir takım sapmalara yol açabiliyor. Ancak, bir tümör hücresinin kanser olarak memede tespit edilebilmesi için 10-15 sene geçmesi gerekiyor. Bunu da bilmek lazım. Hasta geliyor, '6 ay evvel doğum kontrol hapı aldım, göğsümde bir şey var' diyor. Bu, 6-7 ay içinde çıkacak 2 senede çıkacak bir şey değil. Memede böyle bir şeyin varlığını anlayabilmemiz için başlangıcından itibaren en az 10 sene geçmesi lazım. Onun için ilaçları suçlarken, kabahat bulurken bu detaya da dikkat etmekte büyük fayda olduğu kanısındayım.
YAŞ FAKTÖRÜ... Bizim gibi toplumlarda daha çok 20-25'li yaşlardan sonra doğum kontrol hapı kullananlarda meme kanseri riski söz konusu edilmemeli. Tabii hastalarımızda biz bunu çok sık görüyoruz. Buraya gelip oturup, günde 1- 2 paket sigara içip ondan sonra aldığı doğum kontrol hapıyla ilgili 'Kanser yapıyor, kilo yapıyor' gibi yorumlarda bulunmaları çok komik oluyor. Hiçbir zaman doğum kontrol hapının sigara kadar zararlı olması mümkün değil. Kanıtlanmış bir şey olarak bunu ortaya koyalım. Herkes doğum kontrol hapının yarı yalan yarı doğru yan etkilerinden bahsedene kadar, sigara ve alkolün üzerine gitse çok daha iyi olur. Doğum kontrol haplarıyla, benim talebeliğimden beri süregelen bir didişme var. Kitabı açtığınız zaman bu didişmenin bilimsel kanıtını da bulamıyorsunuz. Ayrıca birçok yerde kullanıyoruz doğum kontrol haplarını. Mesela, çok ağrılı adet gören genç kızlarda, aşırı adet görmesi nedeniyle demir eksikliği anemisi olan ve fazla adet görmekten rahatsız olanlarda. Biliyorsunuz doğum kontrol hapları adet kanamasını azaltır. Düzensiz adet görenlerde düzene sokmak amacıyla. Bakın bunların içinde bebekten korunma diye bir şey yok.
TÜP BEBEKTE BİLE BAŞVURUYORUZ Daha komik bir şey söyleyeyim; kısırlık yapar yapmaz kısmına dair... Üniversite hastanemizde biz de tüp bebek yapıyoruz. Ben bununla da ilgilenen bir hekimim. Tüp bebek yapmadan 1 ay evvel, daha iyi neticeler alabilmek için doğum kontrol hapı veririz hastalarımıza. Tüp bebekte bile hazırlık döneminde doğum kontrol hapının kullanıldığı protokoller vardır. Doğum kontrol hapının çok güzel bir etkisi var. Hem yumurtalıkları hem de rahmi dinlendirici etkisi oluyor. Kısırlık tedavisi öncesi yumurtalıkta istenmeyen kistler, çatlamamış yumurtalar olabilir. Biz temiz, vereceğimiz ilaçlara senkron cevap veren temiz bir yumurtalık isteriz. Bazen 1-2 ay evvelinden çatlamamış foliküler olur. Bunlar 2-3 santime ulaşabilirler. Halk arasında bunlara 'su kisti' derler. Bunlar varken biz tedaviye başlayamayız. İşte 'kanser yapıyor' denen doğum kontrol hapları yumurtalık kistlerinin oluşumunu da engeller.