Ocak ayını geride bırakmak üzereyiz. Ancak, yurdun dört bir yanından dondurucu soğuk haberleri geliyor! Ne Sibirya soğuklarının sonu geliyor ne de karın! Savaş Ay, doğaya ve havaya teslim Doğu illerini anlatıyor.
Irmaklar buz tutmuş Doğu'da. Kar amansız yağıyor. Sosyal hayat deseniz çoktan durmuş. Onlar artık baharı bekliyor.
Havalar meydan okuyor insanlığa. Yazın kuru sıcaklarına karşın kışın dondurucu soğuğu da zorluyor hepimizi. Ve usta kalem Savaş Ay, soğuğun memleketi Sivas'tan anlatıyor 'kış'ın ne olduğunu..
Eskiler 'Zemheri' diyor Ocak ayına. Ahmet Arif de bir dizesinde "Zemheri de uzadıkça uzadı. Seni baharmışsın gibi düşünüyorum" diyor ya, benim de aklıma 'şiirbazlık' düşüyor. Sıcak evde oturup camdan bakınca essahından ya da yalandan şair olur adam. Kafiyeli-kafiyesiz, keyifli-keyifsiz mısraları art arda dizer, ipe sapa gelse de gelmese de şiir tadında bir şeyleri döker ak kağıda valla.
MOR PATLICAN HALLERİM Göklerden dökülen binbir milyon zerreciğe bakarsın. Romantizmin böğründen sökülmüş sözcükleri nakış gibi işlersin di mi ama? Peki ya yolda, sokakta, dağ başındaysan? Yani dışarılarda bir yerlerde kamçılar yiyorsan yüzüne? Cam ardında öyle munis, utangaç ak huylu görünen kar taneleri, tipi tipi bedenine çarpıp tipini mor patlıcana çeviriyorsa nidersin?
AV TÜFEĞİ GİBİ Soğuğu üstünüzden ırak olsun, bir süredir memleket meteorolojinin "eksi derecelerde birinci derece" dediği yörelerde, Sivas illerindeyim yani. İlik, kemik, adale, sinir ucu, kaş, göz, bıyık, tırnak itibariyle dondurmam gaymak kıvamındayım. Ilıman ortamlar bulup çözündüğüm anlarda fotoğraf makinemi manzara avcı tüfeği gibi kullanaraktan bol bol görüntü kaydediyorum.
KIZILIRMAK BETON OLMUŞ Kimileyin donmuş beton olmuş Kızılırmak boyları, kimi zaman sarkıt dikit kumkumasına dönüşmüş şelaleler, buzdan heykellere dönmüş arabalar, üstüne ak tüller çekilmiş tabelalar, ak dağlar, tepeler, düzlükler. Zaten bura "Soğuğun asıl memleketi" olarak bilinirmiş. Ve bana çattı ki; Sivas'ta son 23 yılın rekoru kırıldı. 1975 yılında eksi 24 olarak ölçülen en düşük ısı, bugün eksi 34 olarak ölçüldü.
LAHANA MODASI Sıkı sıkıya giyinip sokağa çıkan Sivaslılar'ın tarzına, lahana modası desek yeridir yani... Kat üstüne kat, sonra yine bir kaç kat. Mazot ile çalışan araçların benzin depoları donunca şehiriçi ulaşım aksadı. Vatandaşlar, saatlerce durakta beklemek zorunda kaldı. Sivaslı sürücüler de Muş'takiler gibi araçların "ateş" ile çalıştırdı.
TOKAT YOLLARI TAŞLI Kim demiş onu? Tokat yolları şu günlerde tamamen karlı. "Sivas'a kadar gelmişken varam Tokat'a bakam" dedim. Altı üstü 105 km, vurdum kendimi yola. Velakin o yolu 7 saatte aldım. Şoförlüğüm acemi. Şehir çocukluğu nezaketim gani, ne işim var oralarda di mi? Hele tam yolun ortasında, 50 kilometrede bir geçit var ki parmağını tükürükle, camdan dışarı çıkart hemen sok oldu sana Alaska Frigo.
TÜRKÜDE YERİ VAR Dur unutmadan söyleyeyim. O felaket geçidin adı "Çamlıbel". Türkü meğer burayı diyormuş da habersiz okuyormuşuz. Hangi türkü mü? Hatırlayın canım; "Çılgınca dağlar saran bu karda. Geçilmez o Çamlıbel fidan boylum."