Gözlerimizle günde yaklaşık 10 bin defa mimik yaptığımızı biliyor muydunuz? Sevinçli, üzgün veya yorgun olduğumuzun işaretini bu sayede veriyoruz karşı tarafa. Bu da çok hassas olan göz çevresi cildinin daha da hassaslaşması demek. Çünkü göz çevresindeki deri, yüzümüzün cildine oranla 4 kat daha ince! Yanakla kıyaslandığında ise nemini iki kat daha çabuk kaybediyor. Bu kadar hassas ve korunmaya muhtaç bir bölgeyi 'boş bırakmak' artan çizgi ve kırışıklıklara 'hoşgeldin' demek anlamına geliyor. Zaten 30 yaş civarında göz çevresindeki ilk gülüş veya mimik çizgileri belirmeye başlıyor. Göz çevresini sürekli canlı tutmak için koruyucu bakımı ihmal etmemek gerekiyor. Magnezyum ve avokado, içerdikleri A vitamini sayesinde göz çevresini oluşacak çizgilere karşı koruyor. Bu yüzden içinde bu iki maddeyi bulunduran kremleri kullanmakta fayda var. Göz çevresi ve gözaltındaki şişlik ile morlukların sebepleri kişiye göre değişiyor. Kimimizde uykusuzluk, fazla alkol tüketimi, bilgisayar başında geçirilen uzun zaman, stres gibi sebeplerle ortaya çıkarken, kimimizde genetik kökenli veya hastalıklara bağlı olarak görülür. Eğer gözaltlarınızdaki morluklardan şikayetçiyseniz, bilimsel araştırmalara göre, bunun sebebi göz çukurlarınızdaki kılcal damarların içinden geçen kandaki hemoglobin maddesinin oksidasyonu. Yani, göz çukurundaki kılcal damarların, kanı sızdırarak oksijene maruz kalmasıdır.