Bülent Uygun iyi bir Fenerli ama Sarı-Lacivert aşkını geçici olarak kalbine gömmüş... "Bülent nedir bu Sivas Efsanesi?" diyoruz... O da bize anlatmaya başlıyor... "Aslında tüm maçları devre arasındaki 15 dakikalık bölümde kazanıyoruz".
Fenerbahçe'de oynarken gol kralı oldu ve her golden sonra "çaktığı" asker selamı nedeniyle adı "asker Bülent'e çıktı. Gerisi uzun hikaye. Geçmişinden çok şimdiki zamanı pek bir revaçta Bülent Hoca'nın. Çünkü önce futbolcusu sonra genel menejeri şimdi ise Teknik Direktörü olduğu Sivasspor bir mucize yaratmak üzere. İşte size dört başı bayındır bir Bülent Hoca- 2008 söyleşisi.
10 KİLO VERSEM 2 YIL OYNARIM
- Hocam idmanda seyrettim seni. Çıksan 2 sene daha oynarsın valla - Hakan Şükür aslan gibi oynuyor. 10 kilo versem ben de oynarım.
- Oynarsın da nerede senin gibi hoca? İşin yoksa uğraş dur adamla - Çok iyi hocalarımız var
- Bir zamanlar bir reklam vardı. "Sen nasıl becerdin?" diye sorarlardı. - 20 yıl boyunca futbol oynarken bir antrenör gibi düşündüm. Daha 18 yaşından başlayarak ileride iyi bir çalıştırıcı olmak için Yılmaz Vural'ından Giray Bulak'a, Güvenç Kurtar'ından Perrera'sına ve Terim hocamıza kadar iyi taraflarını not ettim.
Hiç bir sihirbaz sihrini açıklamaz ama rakibi nasıl tahlil ediyorsunuz hocam? - Aslında bir sihir değil de icat var. Delice bir fikir ürettim. Maçın ilk devresi oynanırken yardımcılarım bilgisayara tüm detayları giriyor. 15 dakikalık devre arasında hızlı bir analiz yapıyoruz. Kendi kendimize "Açıkları neler, neyin üstüne gidelim. Biz nerede aksıyoruz gibi" sorular soruyoruz. Pek çok maçı 2. devrede 2- 0 yenilgiden çevirmemizin, berabere giderken 2-3 gol atmamızın sırrı bu. Göreceksin Savaş abi. Bu metot bütün dünyaya yayılacak.
Sezon başında koyduğun hedefin neresindesin - 6 puan önündeyiz. UEFA'yı hedeflemiştik devre lideri olduk.
- Tek bir insan başarısı değil bu - Değil elbette. Yardımcılarım, psikologum, doktorum, malzemecim ve arkamızda kaya gibi duran bir başkan bir yönetim. Seyircinin giderek taraftara dönüşmesi de kıvanç verici. Başkanımız Mecnun Odyakmaz, "Söz ağzımdan çıkana kadar beni ilgilendirir. Ağzımdan çıkınca artık ben verdiğim sözü ilgilendiririm" der. Onun böylesine tutarlı, mert ve duyarlı yaklaşımı bizi olumlu etkiledi.