Erdinç ve Yıldız, 9 yıl önce imam nikahıyla evlendi. Yıldız 3. çocuğuna hamile kaldığından başına geleceklerden habersizdi.
İstanbul Altınşehir'in Şahintepesi Mahallesi'ndeki gecekonduda yaşıyordu Erdinç Ceyhan ve Yıldız Alçı... Resmi nikah yapmadan 9 yılı arkalarında bırakmışlardı. İki küçük kızlarını kucaklarına aldıktan sonra, belki de erkek evlat aramak için kalkışmışlardı üçüncü çocuk macerasına. Ancak, Yıldız'ın baş ağrısı kabusun başlangıcı oldu. Genç kadın 3 Ocak Perşembe günü aniden fenalaştı ve Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürüldü. Burada teşhis konulamayan Yıldız, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edildi.
YILDIZ MAKİNEYE BAĞLANDI Yapılan kontrollerde Yıldız Alçı'nın menenjit olduğu tespit edilince hemen yoğun bakım ünitesinde tedaviye alındı. Sadi Sun Yoğum Bakım Ünitesi'ne yatırıldığı gün, sabaha karşı beyin ölümü gerçekleşen Yıldız'ın karnındaki bebeğin ise yaşadığı anlaşıldı. Doktorlar, 24 haftalık olan bebeğin alınabilmesi için 1 aylık süreye ihtiyaç olduğunu ve bu süre içinde Alçı'yı makineye bağlı yaşatmaya çalışacaklarını söyledi. İmam nikahlı eş Erdinç Ceyhan, ne yapacağını bilmez bir haldeydi. İki küçük kızıyla baş başa kalmıştı. Çocuklarının annesi nefes alıyordu ama geriye dönmesi imkansızdı. Kendi ruh aleminde nasıl bir yargı süreci işledi bilinmez ama Erdinç herkesi ayağa kaldıran o açıklamayı yaptı: "Bebeği istemiyorum, ona bakamam." Erdinç'in açıklaması günlerce her yerde konuşuldu. Oysa yüreği yanık olan, çocuklarının anasını kaybeden ondan başkası değildi. Markette çalışan, gecekonduda yaşayan ve kıt kanaat geçinen Erdinç Ceyhan'ın çaresizliği yadsınımazdı.
CANIMDAN BİR PARÇA Erdinç'in sözlerinin toplumda yarattığı infiale ilk resmi tepki Kadından Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'dan geldi. Bakan Çubukçu, "Baba bakamıyorsa devlet bakar" diyerek yüreklere su serpti. Duruma duyarsız kalmayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ise, "Baba Erdinç Ceyhan, bakamayacağı gerekçesiyle bebeğin doğmasını istemedi. Bebek doğduğunda ve yaşama başladığında bebek adına kayıtlı olmak üzere ve 20 yaşına kadar satılmamak kaydıyla bir daire vermeyi taahhüt ettim" diyerek çaresiz babaya ümit ışığı oldu. Yüreği yaralı baba, şimdi bebeğini kucağına alacağı günü bekliyor. Yokluk ve ölüm karşısından bebeğinden vazgeçmeyi çare olarak gören Erdinç, yaşadığı çaresizliği şu cümlelerle açıklıyor: "O, benim canımdan bir parça. Kim göz göre göre çocuğundan vazgeçer ki? Ben de çocuğumdan vazgeçmek istemiyorum. Keşke eşim yaşasaydı. O zaman sırtım yere gelmezdi."