Bu hafta her kadının derdi olan kıl-tüy mevzularına değindik... Bu dertten kurtulmanın kolay ve acısız yöntemini bulduk.
Yaaa, her şeye sinir oluyorum. Bayanlar bilirler; eczanede satılan ve çok ucuz olan bir krem vardı. 2 YTL falan. Şimdi krem kayıplara karıştı, yok yok! Hep böyle yapıyorlar zaten. Ne zaman faydalı ve ucuz bir ürün olsa hemen yok ediliyor. Buradan firma yetkililerine sesleniyorum ve yalvarıyorum Bepanten geri gelsin. Bir de değerli bankalar ve telefon bankacılığına sesleniyorum: İşi daha da zorlaştırıyorsunuz. Telesekreter açıklayıcı değil zaman kaybettiriyor ve sıkıyor. Bu hafta yine yoğun geçti. Değerli yönetmen, imaj maker Deniz Akel'in Nişantaşı'ndaki Akers' adlı mekanındaki partiye katıldım. Sıcak ve cemiyet hayatının katıldığı bir geceydi. Deniz Hanım, her zamanki gibi çok şık ve pozitifti. Seni seviyor ve imreniyorum Deniz Akel. Ardından Eminönü Çarşısı'nı talan ettim. Esnafla tek tek sohbet ettim. Ve hepsi alışveriş olmadığından şikayetçiydi. Ama ben bolca alışveriş yaptım. Ülker Kardeşler Bijuteri ve Başaran Bujiteri'den dizi için çok çılgın, rengarenk ve çocuksu takılar aldım. Teşekkür ediyorum kendilerine. Bir güzel simit ve tulum peyniri yiyip, kalorileri alıp yoluma devam ettim. Yani yine dopdoluydu haftam. Uyumaya zor vakit ayırdım.