Zerrin Özer'e sitem
Yalnız bırakılmışken insan, kimsesizliğinin acısına dibine kadar batmak yerine unutmak ister bütün acılarını.
Bilir olanaksız olduğunuElbette farkındadır çaresizliğinUnutmanın imkansızlığına kafa tutmak değil, içinde kaybolup giden umuda tutunmak ister insan. Keder, paylaşıldıkça azalıyor mu sanıyorsun Zerrin?
Ve ihaneti, gözyaşlarında yıkanıp bitecek bir kırmızılıktan mı ibaret görüyorsun? İçimizde akıp duran kırmızıyı aşka bağlayıp teselli ararken biz, yüzümüze karşı neden yalancı olduğumuzu söyleyip duruyorsun?
Biliyoruz zaten, kırmızıda aşkı kızartacak bir ihanetin kirli ayak izlerine rastlandığını. Elbette bir hiçe denk düştüğünü hayatımızın anlıyoruz, ihanetin çirkinleştirdiği suratlarından insafsızların.
"İhanetin rengi nedir demiştin bana/ Kırmızı olsa gerek, vücut kan revan/ Belki de ker bela, hayatım talan/ Koca bir hiç sadece elimde kalan.
Ama bazen, hayat bir oyun olmaktan öteye taşıyor kendini. Çocukça bir saflıkla kuralı bozmamak için yorulduğunu belli etmemekten, yoruluyor yolcu.
Yol bir garip, haklısın! Ve dönüyor dünya, inkara mahal yok.
Acıtmak için canımızı,senin şarkıların yetişiyor imdada.Senin şarkıların bizim yaşadıklarımıza denk düşüyor.
O zaman hiç istemesek de ağlıyoruz,belki de bize iyi gelen bu oluyor.
Ve çoğu zaman bir itin duası tutuyorÇok uzaklardaİçimizde bir yerlerde o gemi batıyor.
"Yarim ateş olmuş içinden geçmişim/ Kim ektiyse ekmiş ama ben biçmişim." Üstelik dişini sıkıp da gidemiyor insan. Eskilerden biliyoruz biz bunu. Özlemiyle içimizi sızlatan bir ozan söylemişti de, yine gidememiştik.
Sen bize yapabileceklerimizi salıkla, Zerrin!
Ya da daha iyisi hep yaptığını yap; o inanılmaz sesinin içine, kederi acıdan arındıran gözyaşlarını katAğlamanın tadına varalım hep birlikte.
Bağlanmışlığın bin yıllardır içimizde bıraktığı buruk tadı, taşımak için yoldaş et kendine aşkın dervişlerini.
Onlarla bağla bizi hayataVe artık ver formülü!
Ver ki, sıradan olmaktan kurtulsun beden.
Gün dönse ne gam! Sen, zamana bakmayı bildikten sonra.
"Yaşam haklıdır diyor derviş/ Gün döner, zaman dönmezmiş."
Ömür geçiyorbiliyoruz. İçimiz bir telaşla dışımıza çıkacak gibi oluyor. Dön diyorsun ya, bize kulak verir mi, bilmiyoruz. Üstelik ömür; bekleme sürelerini, bitişine koştuğumuz zamandan düşmüyor!
"Ben unuttum çoktan beni kırdığını/ sende unut yoksa ömür geçiyor."
***
İki albümle birden yeniden bizi altüst etti Zerrin Özer. Şarkılarını dinlerken, bir kere daha aşkın hüzünden arta kalan kısa bir zamana denk düştüğünü teyit ettim. Aşk, kocaman bir acı çanağının kenarına sürülmüş dudak izi olsa gerek.
Ve bunu en iyi anlatanların başında Zerrin Özer geliyor.