Selma kimin için faydalı?
RTÜK'ün sabah programları için uygulamayı düşündüğü kısıtlamanın herhalde en büyük destekçilerinden biriydim. Çünkü her sabah birbirine giren ünlüler furyası canıma tak etmişti. Güne kavga, gürültü ve hakaretle başlamak kadar kötü bir şey düşünebiliyor musunuz? Geçtiğimiz sabah 'Dobra Dobra'da Müge Anlı ve Pakize Suda'nın konuklarının müzik ziyafetiyle uyanınca, "Oh be böyle güne başlamak da var işte!" diye geçti aklımadan... Tam "İşler yoluna girdi artık" derken, birkaç saat sonra yine hayallerim yıkıldı. 'Gelinim Olur musun?' evinin dişli gelinlerinden Selma, Seda Sayan'ın konuğuydu. Saçlarını değiştirmiş, yeni imajıyla 'Sabahların Sultanı'nın koltuğuna yerleşmişti. Moralim bir anda yerle bir oldu. "Ne işi var bu kadının orada!" diye resmen küplere bindim. Neden mi? Çünkü televizyon dediğimiz şey ülkemizde eğlencenin, dost sohbetinin, okulun, kitabın yerini almış durumda! Ekrana çıkartılan her insan kendine göre bir kitleye hitap ediyor ve birilerini etkiliyor. Ve bizim programcılarımız hâlâ bu insanlarda ısrar ediyor. Bir yarışma prog ramında olaylı bir şekilde evlenip sonra daha da büyük faciayla boşanan genç bir kadının, izleyenlere anlatacak neyi olabilir? Ya da bunların kime faydası olabilir?