Diyarbakır'a gelen gazeteciler
"Giden" değil "Gelen gazeteciler" diyorum, çünkü onlar geldiğinde ben zaten Diyarbakır'daydım. Ticaret Odası ve Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti ortak etkinliğiydi ve "Medya yoluyla kentin imajı nasıl değişebilir?" tartışılacaktı. Çok hoş anlar, anılar oldu. Gelen tüm meslektaşlar işinin ustası ve kalbi ak, içten insanlardı.
BİLEN-BİLMEYEN 2-3 gün içinde hep birlikte oturup konuşup, dertleşip sohbetler edince anladık ki bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak zafiyeti burası için fena halde söz konusu. Yani Diyarbakır'ın yaşamını, koşullarını, ahalinin içini, dışını, duygularını bilen de konuşuyor bilmeyen de.
ŞAPŞALIM TAMAM DA O zaman ben de düşündüm, düşündüm, düşündüm, aşağıdaki yazıyı yazdım. Birkaç tüyo veriyorum. Siz şimdi "Sen de kimsin be şapşal" dersiniz belki ama şehri epey öğrendim diye faydalı olabilirim millete ve vatana.