Bölgesel ücret
Yatırımların belli bölgelerde yoğunlaşması bölgeler arası haksız rekabete neden oluyor. Öncelikle yapılan yatırım o bölgenin işsizliğine çare oluyor. Sonra bölgenin zenginleşmesine ve ulusal katma değerden daha büyük pay almasına yol açıyor. Bu durum bölgenin daha da gelişmesine ve yeni yatırımlar çekmesine sebep oluyor. Yatırım için cazip olmayan bölgeler ise kısırlaşıyor. İş alanı olan ve imkan sağlayan bölgeler göç çekiyor. Ne var ki bu hareket, bir çelişkiyi de beraberinde taşıyor. Göç nüfus artışı yaratırken, artan talep de fiyat hareketlerini yukarı tetikliyor. Yatırım ve iş olunca ev kirasından ekmeğe, ulaşıma kadar rakamlar tırmanmaya başlıyor. Yani hayat pahalılaşıyor. Gelişen bölgelerle körelen bölgeler arasında yaşam farkı oluşuyor. Durum böyle olunca her yıl tespit edilen asgari ücret de gelişmiş bölgelerde yaşayanlar için zulüm olurken, körelen bölgelerdekiler için önemli gelir kaynağı olabiliyor. İstanbul, Bursa gibi yatırımı yoğun şehirlerde yaşayan asgari ücretli ile yatırım fakiri şehirlerde yaşayan asgari ücretli arasında bir yaşam farkı oluşuyor. Bu çarpıklığı gidermek için bölgesel asgari ücret öneriliyor. Konu Sanayi Bakanı olmadan önce Zafer Çağlayan'ın en çok üzerinde durduğu meseleydi. Bakan olunca işlerinin çokluğundan olsa gerek gündemine almaz oldu. Bu görevi şimdi ASO Başkanı Nurettin Özdebir ile Ankara Giyim Sanayicileri Odası Başkanı Canip Karakuş yüklenmiş durumda. Türkiye genelinde pek çok taraftarı da var. Bölgesel asgari ücret, özellikle geri kalmış, gelir parametresi düşük bölgeler için kurtuluş kapısı olabilir. Asgari ücret bölgenin kalkınmışlık statüsüne göre belirlenince, yatırımların gelir düzeyi yüksek bölgeler yerine, daha düşük olanlara kayması söz konusu olur. Asgari ücret daha düşük tespit edileceğinden, bölgedeki fiyat hareketleri de daha düşük seyreder. Dünyaya baktığımızda da, zamanında Türkiye gibi gelişme yolunda olan ülke statüsünden artık gelişmiş ülke sınıfına geçen pek çok ülke, bölgesel ücret sayesinde yatırımlarını dengelemiş ve refah düzeyini ülke geneline yayabilmiştir. İtalya, İspanya, Portekiz ilk akla gelenler olmaktadır. Teşvik kriterlerinin yanı sıra bölgesel asgari ücret uygulamasının aynı anda işlemesiyle, 'Yatırımlar Marmara ve Ege'ye kayıyor' eleştirisi ortadan kalkacaktır. Yatırımların yoğunlaşmasından dolayı 'zengin bölge' tanımlamasının getirdiği pahalılık imajı kalkacak, ekonomik refah bölgeler arası dengeyi sağlayacaktır.