NBA'deki Türk boğası Hidayet Türkoğlu, sessizliğini TAKVİM'e bozdu. Bu sezonki performansının tesadüf olmadığını söyleyen yıldız oyuncu, "New Orleans'taki All Star maçında oynayacağım" dedi.
***
Bekle beni New Orleans
Gösterdiği performansla Orlando Magic'in çıkışının mimarı olan ve tüm ABD'yi kendine hayran bırakan Hido, New Orleans'ta yapılacak 2008 All Star için de iddialı: "Bu gururu Türk halkına yaşatacağım".
2000 yılında yolunu tuttuğu NBA'de Türkiye'yi başarıyla temsil eden Hidayet Türkoğlu, bu sezon Orlando Magic formasıyla harika bir performans gösteriyor. 36 maçta 19.3 sayı, 6.1 ribaund ve 4.1 asist ortalaması tutturan Hido, All Star hedefinden, müthiş çıkışına, ABD günlerinden, Milli Takım'a kadar her konuda TAKVİM'e çok özel açıklamalar yaptı. İşte Hidayet'le yaptığımız sohbet:
-Otoriteler bu yılki çıkışını iki nedene bağlıyor. Birincisi yeni coach'un Stan Van Gundy. İkincisi ise başını sıkça ağrıtan adı konulamamış hastalığının geçmesi. Sen nasıl özetliyorsun bu çıkışını.? -Öncelikle bu çıkışı bekliyordum. Milli Takım'la iyi bir yaz geçirip fizik olarak buraya oldukça hazır geldim. Van Gundy çok iyi bir antrenör. Bana çok güveniyor ve basketbol dilimden iyi anlıyor. NBA kariyerim boyunca kendimi hiç bu kadar rahat hissetmemiştim. Tüm bu etkenler birleşince iyi performansım ortaya çıktı.
-All Star oylamalarında tüm Türkiye sana büyük bir destek veriyor. Hidayet, 17 Şubat'ta New Orleans'ta olabilecek mi? -Beni destekleyen herkese çok teşekkür ediyorum. Bu bana ekstra motivasyon ve itici güç sağlıyor. Ben bu performansımı sürdürürsem ve takımım kazanmaya devam ederse şansım var. Tabii ki hedefim New Orleans'ta olmak. Bunu başaracağıma inanıyorum. İnşallah Türk halkına bu gururu yaşatırım.
-Takım arkadaşlarınla diyaloğun mükemmel. Magic'de en iyi arkadaşın kim? -Onlarla 4 senedir aynı formayı terletiyoruz ve çok iyi kaynaştığımıza inanıyorum. Zaten bu nedenle başarı geldi. En en çok vakit geçirdiğim akadaşlarım Redick, Howard, Nelson ve Garrity.
-Geçen sezon All Star seçilen Mehmet Okur, büyük düşüş içinde. Mehmet'le ne sıklıkla görüşüyorsunuz? Sen Memo'nun performansını nasıl değerlendiriyorsun? -Mehmet'le iyi bir diyaloğumuz var. Sürekli telefonlaşıyoruz. Kendisi sakatlıklarından dolayı şanssız bir dönem içinde. Bu her oyuncunun yaşayabileceği bir durum. Fakat Mehmet'in en kısa zamanda toparlanıp eski formuna dönmesini umut ediyorum.
-Biraz NBA dışına çıkalım... Avrupa Şampiyonası hayal kırıklığı olarak geçti. Herkes "Hido'nun dışında hiçbir oyuncu formasını ıslatmadı" görüşünde. Sen ne düşünüyorsun? -Bence arkadaşlarım elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı. Ama takım olarak formsuz bir turnuva geçirdik ve iyi sonuç alamadık. Önümüzdeki organizasyonlarda bu kötü performansı telafi edip, halkımıza alıştıkları 12 Dev Adam'ı izlettireceğiz.
-Japonya'daki Dünya Şampiyonası'na gitmediğin için bazı kesimler tarafından "vatan haini" ilan edilmiştin. Fakat Avrupa Şampiyonası sonrası da herkes senden "kahraman" diye söz ediyordu. Bu değişken yorumlar seni nasıl etkiliyor? -Bunları yıllardır okuyorum, duyuyorum. Artık hiç etkilenmiyorum. Çünkü kendimi çok iyi biliyorum. Dünya Şampiyonası'nda sakatlığımdan dolayı yoktum. Sağlıklı olduğum zaman Milli Takım'a en iyi şekilde hizmet ederim. Bunu herkes böyle bilsin.
-Herkes 2010'da ülkemizde yapılacak Dünya Şampiyonası'na odaklanmış durumda. Sürekli projeler konuşuluyor. Sence Milli Takım nasıl bir yol izlemeli? Büyük bir gençleştirme operasyonu gerekli mi? -Tabii ki gençlere yatırım çok güzel. Adı üstünde onlar gençler ve takımın geleceği. Ama 2010'da iyi durumda olan ve Milli Takım'a yararlı olabilecek oyunculara da şans verilmeli diye düşünüyorum. Çünkü bu tür organizasyonlarda başarının gelmesinde en önemli faktörlerden birisi de tecrübedir. Gençler ve tecrübeliler arasında iyi sentez yapılırsa başarı gelir diye düşünüyorum.
-Bazı oyuncuların Tanjevic'le sorunlar yaşadığı konuşuluyor. Senin Tanjevic'le diyaloğun nasıl? -Tanjevic ile fikir ayrılığına düştüğümüz oldu ama ikimiz de bunun sebebinin Milli Takım'a en yararlı kararı vermek için olduğunu biliyorduk. Sonunda da tüm tartışmaları tatlıya bağlıyorduk.