Diyarbakır facia değilmiş! 100 milyara onurunu satan Türk gençleri birleşiyor! Neden... Yarışmalardan bir şey kazanamadıkları için... Para alsalardı "mağdur" olmayacaklardı. Ama şimdi normal bir işte çalışma gibi bir şansları dahi kalmadı!
Diyarbakır'daki korkunç patlama Türkiye'nin yüreğini ağzına getirdi. Gazeteler, televizyonlar ve hatta dünya basını olayı "flaş" haber olarak duyurdu. Gazeteciler yetkili ağızlardan olayın ayrıntılarını kamuoyuna aktarabilmek için adeta birbiriyle yarıştı. Tüm muhabirler görevini başarıyla tamamladı. Ertesi gün hemen hemen tüm gazetelerin manşet ya da sürmanşetindeydi olay. Bir gazete hariç... Haberciliğine son derece güvendiğimiz Radikal gazetesi, haberi sağ sütunda kısa olarak görmüş. Oysa Radikal, haberciliğini herkesin referans aldığı bir gazete.
Koskoca Hürriyet! Peki ya Hürriyet'e ne demeli!.. Patlamaya sayfalar ayıran "koskoca" Hürriyet, bir haberine "Facia büyüyebilirdi" başlığını atmış. Acaba Hürriyet "facia"dan ne bekliyordu. Bir patlama olması, 5 kişinin ölmesi ve 67 kişinin yaralanması yeterince facia değil mi? Hürriyet'in bu olaya "büyük facia" demesi için Diyarbakır'ın haritadan silinmesi mi gerekiyordu.
Habertürk'te turşu Televizyonlar ise olaydan bir gün sonra da canlı yayınlarla haberlerine devam etti. Bir TV kanalı hariç. Diyarbakır'daki patlamanın ayrıntılarıyla ilgili haberlerin geçtiği sırada HaberTürk'te "Doğruyu Söyle" adlı programda turşu ve akide şekerinin hararetli tartışması vardı. Belki de Hürriyet haklıdır. Diyarbakır'daki patlama yeterince "facia" değildir! Biz yanılmışızdır. Peki bundan sonra ne olacak? "Patlamanın yaraları sarılacak. Yetkililer ölenlerin ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar dileyecek. Birkaç kişi gözaltına alınacak, yardım ve yataklıktan tutuklanacak. Tatbikatlar yaptırılacak. Kuzey Irak'taki operasyonlar sıklaşacak. PKK'dan 'Kürt asiler' diye bahseden ülkelerden "terör örgütü" tanımlaması istenecek vs. "Ve medya bunları aktaracak, biz de seyretmeye devam edeceğiz...