Utanma ve suçluluk duygusu cinsel yaşantının istenmeyen ama aynı zaman da kaçınılmaz olan parçalarıdır. Yalnızca olumsuz duygulanım yaratmakla kalmaz, aynı zamanda ortaya çıkma olasılığı da endişeyi tetikler. Utanma duygusu, cinsel işlev bozuklukların hem nedeni hem de sonucu olabilir. Kilo alma, vücudundan utanmaya başlama, yaşlanma, cinsellikten zevk almamaya başlamanın başlıca nedenlerinden bazıları olabilir. Çiftlerden birinin diğerini küçük görmeye başlaması ve sürekli olarak eleştirmesi de cinsel sorunlara yol açan olgulardır.
Suçluluk duygusu gelişir Cinselliğin mahrem olarak tabulaştırılması, günah olarak kabul edilmesi, cinsel arzu bozukluğunu etkilemektedir. "Günah işlememem" gerekir tezi, cinsel isteği kişiden uzak tutar. Suçluluk duygusu da aynı utanma duygusu gibi güçlü bir anti afrodizyaktır. Utanma duygusunda kendisinde bir eksikliği görmektedir, oysa suçluluk duygusunda ise suç unsuruna karşı savunma geliştirilmesi gerekir. Suçtan uzaklaşılmalıdır; bu nedenle seksten kaçış başlar. Bir başka sebep eşlerden birinin cinsel ilişkide konuşmak istemesi diğerinin bundan hoşnut olmaması, hatta kadın için kötü olarak değerlendirdiği kelimelerden eşin seks sırasında kullanması ve bundan zevk duyması, cinsel arzu bozukluklarının sebebi olarak gündeme gelmektedir. Kadın önce bu sözlerin sahibinden sonra da bu sözleri duymaya başladığı cinsel ilişkiden uzaklaşmaktadır.
Aradaki hayat bağı kopar Orgazm olamama, cinsel ilişkinin giderek sıkıcı hale gelmesine yol açar. Gerginlik, kızgınlık, utanma ve suçluluk duygusu, cinsel arzuyu bitirmek için birebir sebeplerdir. Cinsel ilişki; insanların vücutlarını paylaşmalarının, kızgınlıklarını boşaltmalarının, hayatın acılarına karşı koymalarının yöntemlerindendir. İyi bir seks olmadığında, çiftler arasındaki kuvvetli hayat bağlarından birinin kopmuş olduğu güvensizliği belirir. İlişkideki bu kopuş, kişilerin özgüvenini yitirmesi ile ilgilidir.