Papatya yüzünün haline bak!
Giresunlu yoksul bir ailenin son derece "içine kapanık ve yalnız" çocuğu Teoman, anlaşılan "sosyal korkusu"sunu nasıl aşacağını hâlâ öğrenememiş. Üstelik Boğaziçi Üniversitesi gibi bir okulda "sosyoloji" okumuşken... Ayık olduğunda "renkli rüyalar" gören ve insanlara karşı "papatya" gibi ince davranan Teoman, alkollüyken gazetecilere yumruk atacak kadar canavarlaşabiliyor. Üstelik magazin "alemine" girmek için bu kadar çırpınmışken... Fazla değil bundan 10 yıl önce barlarda bedava bira, "sıcak çorba" parasına başkalarının şarkılarını söylerken; "şöhret basamaklarını" tırmanmanın kolay yolunu arıyordu. Şimdi hatırlamak bile istemediği bir bar yarışmasında grubuyla birlikte birinci oldu. Teoman, nasıl oldu da içine kapanıklığını ve yalnızlığını portmantoya asıp "rock müzik aleminin kralı" mertebesine yükseldi ve sokağa çıktı, anlaşılır gibi değil. İçip içip sağa sola saldırarak, "marjinal" tavırlarla gündeme gelip "farklı" olmaya çalışarak "sanatçı" olunamayacağının hâlâ farkında değilse, biz buradan söylüyoruz. 1967 doğumlu bu "genç" şarkıcı 40 yıllık koca bir hayatın "gençlik" yıllarını büyük bir müsriflikle, boş yere harcayarak varacağı yere ulaşmaya çalıyorsa da yanılıyor. Çünkü her inişin bir çıkışı vardır. Çünkü sıkıntı, sadece istenen noktaya varmak için çekilir. İstediği nokta "alkollüyken" taşkınlık yapmaksa o başka... Çünkü bugün attığı yumruklar, yarın onun gözünde patlayabilir. Teoman, ya papatya olacak ya da renkli rüyalar gördüğü oteline dönecek.