atv'nin bu iddialı dizisinde 'Zuhal'i canlandıran Tuzcuoğlu, bir 'ilk'e imza atmanın heyecanını yaşıyor....
* Mahşer, 24 saati anlatacak. Her bölüme ne kadar zaman düşüyor? Siz ilk bir saatte olanları üç bölümde izleyeceksiniz. Olaylar sabah saat 7'de başlayacak. Siz 8-9 arasını ise dördüncü bölümden itibaren izleyebileceksiniz.
GERÇEKÇİ OLMAK LAZIM * 24 bölümde final olmayacak mı? Hayır. 24 dizisi 24 bölümdü. Bizimki biraz daha farklı ilerliyor. Siz 14. saati 14. bölümde izleyeceksiniz. Ama bizim dizimiz 39 bölümde bitecek. Eğer tutarsa!
* 'Eğer tutarsa' dediniz. Bu kadar emek harcadıktan sonra tutmaması ihtimali canınızı sıkmıyor mu? Bu bir realite. Realiteleri hayatınızın bir tarafında tutmak zorundasınız. Eğer bunları görmezden gelirseniz, büyük hayal kırıklıklarına uğruyorsunuz hayatınızda. 68 kuşağının bir sözü var, ben çok inanırım bu söze; 'Gerçekçi ol ama imkansızı iste!' Ben gerçekçi bir kadınım, tabii ki bir olasılık tutmaması, beni etkiliyor mu? Hayır, çünkü o aşamayı da geçtim ben.
* Bunu nasıl başardınız? Günler geçtikçe daha farklı bakıyorsunuz her şeye. Her şeyden daha farklı keyif alıyorsunuz. Bundan 5 yıl önce 'Asmalı Konak'ın ardından herhangi bir projem tutmasaydı kendimle özdeşleştirirdim. Ama artık bunun yanlış olduğunu biliyorum.
'YENİLER ÇOK SAYGISIZ' * Şu anda, dizi sektörüne nasıl bakıyorsunuz? Sektör o kadar değişti ki! Bir dizi başlıyor, daha kim oynuyor diye bakmaya fırsat bulamadan kaldırılıyor. Benim de içinde yer aldığım 2-3 dizi bu acı sonla neticelendi. Şahsi algılamamak gerekiyor hayatta bir takım şeyleri. Bu işler sonrasında köşe yazarlarından tutun da bir sürü yerde hakkımda yazılar çıkıyor. Kişisel algılamadığınız zaman yıpranmıyorsunuz. Çünkü, mesela ben kendimi yaşamayı seviyorum. Ben böyleyim, benim kapasitem bu kadar. Beni beğenen beğenir, beğenmeyen beğenmez.
* Bu çark sizi yıpratıyor mu? Nasıl bakıyorsunuz gidişata? İyi baktığımı söyleyemeyeceğim. Dejenerasyon var. Gençler bir diziyle aniden ünlü oluyorlar. Bunu taşıyamadıkları için de saygısız ve disiplinsiz yetişiyorlar.
* Kimleri beğeniyorsunuz? Ben o kadar çok kişiyi beğeniyorum ki! Meltem Cumbul, Nurgül Yeşilçay, Zuhal Olcay, Hande Ataizi, Bennu Yıldırımlar, Başak Köklükaya.. Beğenmediklerim azdır, onları asla söylemem. Ben onlara 'ballı'lar diyorum.
* Erkek oyunculardan... Haluk Bilginer, Tuncer Kurtiz, Halit Ergenç, Uğur Yücel, Kenan İmirzalıoğlu, Nejat İşler, Mehmet Günsür...
* Kendinizle barışık bir yapı çiziyorsunuz? En önemlisi benim kendime öz saygımı yitirmemem. Benim kendimi tebrik etmem veya benim kendime 'Çalışmadın, olmadı' demem. Başkaları da umurumda değil. Bu noktaya geldim 36 yaşında.
TOPLUMA HİZMET * Hayattan neler bekliyorsunuz? Hayallerim var, hem de çok güzel hayaller. Bunlar daha çok Türk toplumuna hizmet etmekle ilgili. Ünlü olmamın hep bir şeye hizmet edeceğine inandım. Mesela bugün beraber çalıştığımız bir görevlinin kızı beni çok seviyormuş, imzalı resmimi istediler. Hemen imzaladım ve verdim. Bunun da duygusal bir hizmet olduğunu düşünüyorum. Tabii ki başka amaçlarım var, bu sadece ufacık bir örneği.
* İnsan ilişkilerinizde neye önem veriyorsunuz? Benim için maneviyat ve kişisel gelişim çok önemli. Toplum da önemli ama toplum için yaşamamak gerektiğini öğrendim. Zor oldu, bu noktaya gelmekte kolay olmuyor aslında.
* Bu kararları verene kadarki dönemi nasıl geçirdiniz? Tabii üzüldüm, yıprandım. Oran acıyor, buran yanıyor. Düşüyorsun, kalkıyorsun. Ağlayarak koşmaya başlıyorsun. Çok meşakkatli bir mesleğim var. Türkiye'de bedel ödemeden bu noktaya gelmek çok zor. Bundan sonrası da hiç umurumda değil.
* Neden? Çünkü hiç kimse umurumda değil, o noktadayım. Kimse beni büyütmedi, ailemin dışında. Kimse bana para vermedi. Kimse bana kariyer bahşetmedi. Hepsini ben kendim edindim. Nükhet Duru'nun bu konuda çok güzel bir sözü var. Bir gün Nükhet'i sinirlendirmişler, o da 'Kime ne, kariyer benim değil mi? Yakarım da çizerim de!' demiş. 'İNSAN SEVERİM' * Ama biz kimseyle en ufak bir çatışmanızı bile görmedik... Kimseye saygısızlığım yok. İnsan severim, insan sevmeyi severim. Negatif şeylerim yok mu? Çok vardır, ama onları da dostlarıma soracaksınız!
* Kamuoyu sizi hep çok güçlü bir kadın olarak tanıdı. Özel hayatınızda da yaşadıklarınızın ardında 'bitti' dediniz ve devam ettiniz. Nasıl başarıyorsunuz bunu? Toleranslı ve çok sabırlı bir insanım. Çok fazla rezervim var. Ama bu herkes için geçerli. Dostluklarımda da böyle. O rezerv tükendiği zaman her şey bitiyor. 1918 yılına ait bir şarabın belli bir rezervi vardır. Atıyorum 10 şişe çıkar. O rezervden bin şişe çıkaramazsınız. İşte beni algıladıkları zaman insanlar, tada tada, kaybetmeden içmesini öğreniyorlar. Dostlarım da buna dahil. 'REZERV BİTER, İPEK GİDER' * Rezerv tükenince ne oluyor? Tükenince İpek gidiyor... Ama bence hakikaten hayata böyle bakmak gerekiyor. Çok değer verdiğim, kaybetmekten korktuğum dostlarım da var. Bu sadece sevgi ve aşkla ilgili bir şey değil. Ne kadar özen gösterirsen, ne kadar ilgi gösterirsen bunun tadına varırsın, laçkalaşmazsın hayatta, yanlış anlaşılmalara neden olmazsın!
* Sonlar nasıl yaşanıyor? Ben şanslıyım bu anlamda. Çünkü ilişkilerimi çirkinleştirmem. Çünkü bu konuda kendimi geliştirdim. Söylerim, paylaşırım.
* Sağlığınıza dikkat ettiğinizi biliyoruz. Neler yapıyorsunuz? Yaklaşık 10 senedir çok dikkatli yaşıyorum. Ekolojik besleniyorum. Organik tarımı yakından takip ediyorum. Yoga, tai-chi yapıyorum. Uzakdoğu felsefesiyle ilgilendim. Kişisel gelişim kurslarına çok gittim. Yaşam koçum var, klinik psikoloğum da var. Zaman zaman onunla görüşürüm. İhtiyacım oldukça ayda bir, 2 ayda bir...
* Bu arada kilo da verdiniz. Dizinin temposundan mı? Düzene girdim, pilates ve spor yapıyorum. İyi bakıyorum kendime. Uykusuz bile olsam spora gidiyorum. Spora gidemezsem, radyo dalgalarıyla yağ kırma metodunu uygulatıyorum. Ama genetiğin de önemi çok büyük. Özellikle kilo alıp vermekte. Bu konuda da şanslıyım.
'BEN DE ÖĞRENİYORUM' * Bu bilgilerinizi paylaştığınız bir de programınız var. 'Yaşam Koçu' nasıl gidiyor? Program çok keyifli gidiyor. Çok iyi konuklar geliyor. Osman Müftüoğlu, sadece sağlıklı yaşam konusunda değil, hemen her konuda derya deniz. Ben de sürekli yeni şeyler öğreniyorum.
* İzleyenlerin işine yarayacak pek çok bilgi veriyorsunuz. Herkes neyi mutlaka yapmalı? Programda da sık sık üstünde duruyoruz. Osman Müftüoğlu'nun da asıl vurgulamak istediği, hasta olduktan sonra neler yapılması gerektiği değil! Hasta olmamak için neler yapmak gerekiyor. Bunları öğretiyor Osman Müftüoğlu bize.
* Sanatçının topluma örnek olması gerektiğini düşünüyor musunuz? Ekran önünde örnek olunması gerektiğini düşünenlerdenim. Bu bir tercih meselesi! Ben herkese 'Benim gibiler de var' diye göstermeye çalışıyorum. Bu mesajı vermek istiyorum. Herkes böyle yapmak zorunda değil. Ekranda farklı insanlara ulaşıyorsunuz. Dikkat etmek gerekiyor.