Ustaya saygı çırağı alçaltmaz
Dün akşam, Hıncal ağabeyin (Uluç) meslekteki 50. yılı nedeniyle, Beşiktaş Belediyesi Kültür Sanat Platformu tarafından gerçekleştirilen "Ustalara Saygı" gecesi gerçekten ustaya yakışır bir lezzette geçti. Düzenleyen tarafta olduğum için, tadını ve kıvamını, varsa kusurlarımızı, anlatmayı üstadın kendine bırakarak benim içimi burkan konuya gireyim. Övgülerine mazhar olmuşların geceye katılımını anlamak daha kolaydı ama Hıncal abinin işinin gereği sivri kaleminden ve dilinden yaşamlarının büyük kesiminde nasiplerini almış, ona olan öfkeleri nedeniyle belki de bir süre dünyaları kararmış, mesela spor dünyasından FatihTerim,MustafaDenizli, sanat dünyasından BedriBaykam,AliPoyrazoğlu,NükhetDuru'nun bir telefonu iki ettirmeden orada hazır bulunarak muhteşem katkı vermeleri içimi burdu. Selülitlerinden dem vurarak çoğu zaman ağlamaklı ettiğini bildiğim top modellerin gecedeki müthiş performansları ise yarama tuz biber ekti. Bu muhteşem Ustaya Saygı gecesinde beni dertlere gark edenin ne olduğunu kolayca tahmin edersiniz sanırım; Basketbolumuzunbaşındabulunankişininustasınasaygısızlığı. Hz.Muhammed "Banabirşeyöğreteninkulukölesiolurumdemiş." Kulluk, kölelik değil talebim. Ben 80'li yılların başlarında İstanbul Bankası Yenişehir takımında ve 81 Üniversiyad'ında Üniversite Milli takımında koçluğunu yaptığım Turgay Demirel'in basketbol dolu yaşamıma somut saygı göstermesini istiyorum. 93 kez Türk Basketbol Milli takımının başında, bir baş birde yardımcı antrenör olduğu dönemlerde, yardımcı antrenör olarak yer aldım. 1981 de Türkiye'nin Basketbolda ki ilk altın madalyasını kazandık. Demirel'de affını, istememiş olsa, Balkan Şampiyonu olan bu ilk kuşak dev adamlar arasında olacaktı. Milli takımı iki kere Amerika'ya eğitim turnesine götürdüm, bugün hala eğitim yayınlarım elden ele dolaşır, NBA'i Tv'de dört yıl ben anlattım ülkeye, 83'ten beri basketbol yazar ve yorumcusuyum, vesaire, vesaire. Talebime gelince; Turgay beyin Federasyonunun "Basketbol hizmeti geçmiş, Federasyon Başkanları, antrenörler, hakemler, kulüp yöneticileri, gazeteciler ve milli oyunculara yönelik "Üstün Hizmet Kartı Uygulaması" var. Allem etmişler, kallem etmişler, süreyle oynamışlar velhasıl benim yer almamam için ellerinden geleni ardlarına koymayarak beni 121 kişilik bu listeye almamışlar. Basketbol kimsenin tapulu malı olmadığına göre 40 yıllık hizmetimin karşılığını istiyorum. "Yabenustaolmayıbeceremedimyadaadamsaygısız" ikileminde kalmadım değil ama kendine "kent krosu" denmesini bile hazmetmiş, doygun uluslararası spor adamı eşiğini aşmış, Terim hoca örneği ortadayken, basketbolumuzda bu denli eleştiri kaldıramaz, ilkel nefret içgüdüsü yüklü bir başkanın varlığında kabahatim olsa olsa medeni bir çırak yetiştirebilecek kadar ustalaşamamış olmamdır ki,buayıpdabanayeter.