'Yaprak Dökümü'nün asi kızı Necla'yı canlandıran Evcen, aldığı tepkiler yüzünden bir süre sokağa çıkmakta bile zorlanmış. Ancak son günlerde izleyicilerden takdir aldığını belirten güzel oyuncuyu bugünlerde ilk sinema filmi 'Cennet'in heyecanı sarmış.
* Leyla ve Necla arasında 'pembe palto' sembolleşti. Sizin için bu palto ne ifade ediyor? Necla aslında çok güçlü bir kız. Kardeşleri gibi çok fazla içine atmıyor. Bir şekilde tepkisini ortaya koyuyor. Kırgınlıkların ve haksızlıkların yükünü taşımamaya kararlı. 'Fikret olmayacağım' stresini yaşıyor içinde.
* Necla bunun dışında nasıl bir karakter? Üniversiteye giden, kendi ayakları üzerinde duran gayet mantıklı bir kız. Mesela Leyla paltoyu Necla'nın yüzüne attığında içine taş gibi oturdu. Ama gülümsedi, gözünden tek bir damla yaş aktı. Ama bunun acısını uzun süre taşımadı. Altında kalmamaya karar verdi. Haksızlığa gelemediği için aynı şekilde paltoyu iade etti.
* Necla ile bütünleşmişsiniz. Peki, sizi 'Cennet' filminde nasıl bir karakterle karşımızda göreceğiz? 'Cennet' oynadığım karakterin Necla ile yakından uzaktan alakası yok. 15-16 yaşlarında, akıl hastanesinde bir hasta. Oynadığım karakterin bütün olarak bir hikayesi yok. Yani kız bir şeylerin içinde yaşıyor ama yaşadıklarının elle tutulur, gözle görülür bir gidişatı yok.
SÜREKLİ AĞLADIM * Karakterin ismi ne? İsmi yok. Ama bir fonksiyonu var, filmin sonunda çok güzel bir sürprizi var. Hem masum hem çocuksu hem de fevri bir kız. Bazen çocuk gibi bazen de çok olgun bir insan gibi konuşuyor. 'A' karakteriyle paylaştığı bazı şeyler var. Bu arada 'A', atipik psikoz. 'A' karakterinin de iki dünyası var. Doktorlarla yaşadığı bir dünya ve içindeki apayrı dünyası. Benim canlandırdığım karakter o iç dünyadaki 'A' ile arkadaşlık ediyor.
* Sinema projesi nasıl gündeme geldi? Bundan önce birkaç senaryo daha almıştım. Ama her zaman ileri doğru adımlar atmak gerektiğini düşünüyordum.
* 'Cennet'i tercih etmenizin nedeni nedir? Senaryo elime geldiği zaman oturup okuyorum. Son sayfayı çevirdiğimde ve kapattığımda bende iz bırakıyorsa, onu hissetmişimdir. Kararı böyle veriyorum. Cennet'i okuduğumda sürekli ağladım. Kapattığımda da kendimi alamadım. Özellikle o iki hastanın yaşadıkları içime işledi. Bundan daha iyisi olamaz diye düşündüm ve oynamaya karar verdim. Bütünüyle çok güzel bir iş oldu.
DENENMEMİŞ FİLM * Neler çekti sizi bu senaryoda? Sıradışı bir senaryosu olması öncelikli tercih sebebim oldu. Çünkü son birkaç senedir Türk sinemasında sürekli aynı temalar işleniyor. Sistem böyle oturmuş. Cennet'in şimdiye kadar hiç işlenmemiş bir öyküsü var. Türk sinemasında benzer bir hikaye hiç izlemedim. Denenmemiş, yenilikleri olan bir film.
* Türk sineması özellikle son 5 yılda gelişim gösterdi. Bu anlamda iki sene önce bu piyasaya atıldığınız için kendinizi şanslı görüyor musunuz? Açıkçası iki sene önce Türk sinemasının ne durumda olduğunu bilmiyorum. Çünkü takip edemiyordum. Ama son zamanlardaki gelişimin farkındayım. Ancak bir nokta var; filmler yapılıyor ama hepsine iyi demek zor. Hatta ortaya çok kötü filmler de çıkabiliyor. Sektör geliştiği için değil ama, 'Cennet'te oynadığım için kendimi şanslı hissediyorum.
İLK ADIMI ORADA ATTI * Türk sinemasına baktığınızda beraber çalışmak istediğiniz bir yönetmen var mı? Mesela Fatih Akın'la çalışmak ister miydiniz? Fatih Akın'ı bence çok fazla Türk sinemasından saymamak lazım. Türkiye belki bu konuda biraz alınıyor. Çünkü mesela filmi Almanya adına yarışıyor. Herkeste şöyle bir düşünce oluştu; 'Fatih Akın, bir Türk yönetmen, neden filmi Almanya adına yarışıyor?'. Bence bu düşünce çok yanlış. Çünkü o şu ana kadar yaptığı bütün işleri Almanya'da yapmış.
* Ama Fatih Akın'ın neredeyse bütün filmlerinde Türk kahramanlar var, Almanya'da yaşayan gurbetçiler konu ediliyor. Tepkiler bundan kaynaklanıyor olabilir mi? Tabii ki. Ama bunlar filmin teması sonuçta. Bence Almanya'dan aldığı destekle başladığı gerçeğini değiştirmiyor. Mutlaka son zamanlarda Türkiye de çok destekliyor. Ama ilk adımı orada attı.
* Beraber oynamak istediğiniz bir oyuncu var mı? Mehmet Kurtuluş.
KISA VE ACISIZ * Fatih Akın ve Mehmet Kurtuluş hayranlığınız yeni değil galiba? 12 yaşımdayken bir gece ders çalışıyordum. Ve canım çok sıkılmıştı. Televizyonu açtım. Almanya'nın yerel bir kanalında 'Kısa ve Acısız'a rastladım. Benim için zor geçen bir dönemdi. 1993'teki ırkçı olaylardan sonra bir yere tutunmaya ihtiyacım vardı. Film beni öylesine etkisi altına aldı ki; biter bitmez adını öğrendim. Kimlerin oynadığı, yönetmenini... O zamandan beri takip ediyorum Fatih Akın ve Mehmet Kurtuluş'u...
* Türk sinemasından örnek aldığınız isimler var mı? Ne yazık ki böyle bir isim yok. Onun yolundan gideceğim dediğim bir kadın oyuncu yok.
* Kurallarınız var mı? Kuralların oyuncuyu kısıtladığını düşünüyorum. Cinsellik anlamında kurallarım yok. Tabii erotik ya da pornografik filmlerden bahsetmiyorum. Bir rolü kabul etmemem için iki sebep olabilir; ya o karakterin duruşunu beğenmemişimdir, içime sinmez ya da ileriye erteleyebilirim.
* İlla ki cinsellik değil, mesela 'Seri katil oynamam' diyebilirsiniz? Benim için önemli olan doğru zamanda doğru işler yapmak. Kendimi o role yeterli gördüğüm takdir de oynarım. Bir de bu karakteri oynadığım zaman bana ne getirisi olabilir, oyuncu kimliğime neler ekleyebilir diye düşünürüm.
SERİ KATİL DE OYNARIM * Hollywood'dan var mı beğendiniz bir isim? Uma Thurman.
* Seri katil de oynarsınız yani... Oynarım tabii. Genç olmama rağmen bazen kendimi çok olgun hissedebiliyorum. Evde tek başıma otururken birden kendi kendimi acayip mutsuz edebiliyorum. Tam tersi de olabiliyor.
* İkizler burcu musunuz? Evet. İşte o gel-git'li ruh halini çok sık yaşıyorum. Aslında bunun bir anlamda oyunculuğuma olumlu katkısı olduğunu düşünüyorum.
* Önümüzdeki beş yılda neler yapmak istiyorsunuz? Bir yıl sonrası için kafamda çizdiğim şeyler oluyor. Ama 5 ya da 10 yıl sonrasını kestirmek çok zor. Hem Türkiye'de hem de Almanya'da en iyi işlere imza atmak isterim.
* İki taraftan da vazgeçemiyorsunuz? Bu çocukluktan kalma bir şey herhalde. Sürekli iki ülkeyi bir araya getirme. Ya da ikisini de bir arada yaşama. Çünkü ikisini birbirinden ayıramıyorum. Orada yaşadığımız problemlerden dolayı iki tarafı da birbirine güzel taşıma, yakınlaştırma, kaynaştırma isteği duyuyorum.
* Buradaki çalışmalarınız Almanya'da önünüzü açacak mı? Kesinlikle. Burada mesleğim adına çok başarılı işler yapıyorum. Çok kısa bir sürede sadece 1 buçuk yıl içinde 'Yaprak Dökümü' ve 'Cennet'te oynadım. Bunların benim için iyi referanslar olduğunu düşünüyorum.
* Peki aşk hayatınız? Aşk hayatım sakin. Yeni bir heyecan yok. Zaten vakit de yok.
Servisi 
