Ben 41 yaşındayım. Evliyim ve biri 12 diğeri 7 yaşında 2 oğlum var. Meme kanseriyle 34 yaşında, ikinci hamileliğimin 5. ayında tanıştım. Kendimi muayene ederken sol göğsümde elime gelen sertlikten şüphe ederek bir tanı merkezine gittim. Biyopsi yapıldı. Doktor, vakit geçirmeden ameliyat olmam gerektiğini söylediğinde şaşkın ve üzüntülü idim. Ama doktorun bunun yapılması gerektiğini, alacağım anestezinin bebeğe zarar vermeyeceğini izah etmesi ile ikna olup hastaneye yattım. Uyandığımda sol göğsüm yoktu. Ama bebeğim kıpırdıyordu. Şartlar daha farklı olsaydı tepkim ne olurdu bilemiyorum. Ama içimdeki varlık sol göğsümün yokluğunu bana çabuk unutturdu. Bana, hemen kemoterapiye başlanması gerektiği anlatıldı. 4. kürün sonunda çok az saç dökülmesi oldu, mide bulantısı hiç yaşamadım. En önemlisi de oğlum ilaçlardan etkilenip erken değil tam zamanında sağlıklı olarak doğdu. Allah, bir anne için çok anlamlı olan "Anneler Günü"nde bana bu hediyeyi verdi. Oğlum şimdi 7 yaşında hareketli bir çocuk. Her yıl onun doğum günü ile birlikte kendimin de yeniden doğup 7 yaşında olduğumu hissediyorum. Çünkü ben kanseri yendim. O beni değil, ben onu 7 yıl önce oğlumun doğduğu gün ölüme mahkum ettim.