Ekrem Kurt Apranti Eğitim Merkezi'nde; Emin Özdekli, Sadi Harmanbaşı, Aykut Arıcı ve Davut Akdı eğitim veriyor. Usta jokeyler, aprantilerin her şeyiyle yakından ilgileniyor... Jokeylere olan bakış açısının değiştiğini söyleyen Aykut Arıcı, "Eskiden evlenmek istediğimizde bize ‘atçı’ olduğumuzu söyleyip kızlarını vermezlerdi’ diyor.
Son yıllarda at yarışlarına artan ilgi ve ünlü jokeylerin kazançlarının iyi olması nedeniyle aileler, çocuklarını jokey yapmak için seferber oluyor. Türkiye'nin ilk ve tek apranti okulu olan Ekrem Kurt Apranti Eğitim Merkezi'nde de çocuklara her türlü eğitim veriliyor. Türkiye Jokey Kulubü ve Tarım Bakanlığı'nın denetiminde eğitim veren merkez, tam 23 yıldır bu kulvarda işini sürdürüyor. Merkezde görevli olan eğitimciler, 40-50 yıl jokeylik yapmış usta kişilerden oluşuyor. Ekrem Kurt Apranti Eğitim Merkezi'nde aprantileri eski jokeylerden Emin Özdekli, Sadi Harmanbaşı, Aykut Arıcı ve Davut Akdı gibi usta jokeyler yetiştiriyor.
YABANCI DİL DERSİ DE VAR 2 yıl olan eğitim programında jokey adayları, binicilik, at bilgisi ve genel eğitim olmak üzere 3 başlık altında yetiştiriliyor. Ayrıca öğrenciler; hipodromlarda ekürilerin yanında staj yaparak, at bilgisi, at bakımı, yemleme, sulama, at temizliği, tımar, at malzemeleri bakımı, tavla temizliği, atların cinsleri, padok duruşları ve çalışmaları gibi pratik bilgiler ediniyor. Normal eğitim süresince ağırlık; binicilik derslerine veriliyor. Bunların yanı sıra at bilgisi, yarış nizamnamesi, türkçe, sosyal bilgiler ve ahlak, matematik, İngilizce ve rehberlik de temel ders programlarından. Öğrenci apranti adayı eğer, 2 yıllık eğitimini başarıyla bitirirse apranti lisansı almayı hak kazanıyor. Yurt dışında eğitimini bitirdikten sonra Türkiye'de at binmeye başlıyorlar. Bir apranti, 100 yarış kazandıktan sonra jokey olma hakkına kavuşuyor. Eğitimcilerden Davut Akdı; başarılı olan 6 öğrenciyi seçtiklerini ve bunları Avusturalya'ya da İrlanda'ya eğitime gönderdiklerini belirtiyor. Akdı, "Bundan önce Avusturalya'ya giden çocuklar orada 1 yıl eğitim almıştı ama şimdi İrlanda'ya gidecek olan çocuklar İrlanda'da 6 ay eğitim alacaklar" diyor.
ÇOĞU KIRSALDAN GELİYOR Akdı'nın dikkat çektiği başka bir nokta ise, jokey olmak için kendilerine başvuranların birçoğunun kırsal kesimden gelmesi... Akdı, konuyla ilgili olarak şu ilginç tespitlerde bulunuyor: "Bize jokey olmak için müracaat eden birçok çocuğun ailesi kırsal kesimden gelen aile çocukları. Tüm dünyada da bu böyledir. Üniversite mezunu sporcuyu, bir tek basketbolda görebilirsiniz. Tüm spor dallarında başarılı olan sporcular, kırsal kesimde oturan ailelerin çocuklarıdır. Bizim jokeylerin içinde üniversite mezunu tek bir arkadaşımız var o da Cemal Kurt, belki birkaç tane lise mezunu olan arkadaşımız da olabilir. Jokey olmak isteyen kişi, hem okuyup hem de jokeyliği birlikte yürütemez.
'ARTIK İYİ PARA KAZANIYORLAR' Merkezdeki eğitmenlerden biri de usta jokey Aykut Arıcı. Arıcı'ya göre; bir aprantinin başarılı olması için karakterinin çok sağlam ve kabiliyetli bir çocuk olması gerekiyor. Arıcı, şunları söylüyor: "İyi bir jokey olmak istiyorsan önce yaptığın bu işi çok sevmen gerekiyor. İşini severek yapmayan bir aprantinin başarılı olma şansı yok." 50'li yıllarda yarışların haftada 1 gün olduğunu belirten Arıcı, artık durumun değiştiğini ve jokeylerin çok para kazandığını belirtiyor. Arıcı, o dönemdeki yokluğu ise bakın nasın anlatıyor: "Artık aileler çocuklarının jokey olmasına sıcak bakıyor. Bizim zamanımızda kız istemeye gidiyorsun kızın ailesi, 'Mesleğin ne diye soruyor?', 'atçı' dediğin zaman seni kapıdan çeviriyorlardı. Diplomalı tek jokey olan eğitmen Emin Özdekli ise, "Bizim zamanımızda 50-60 tane tay gelirdi, her apranti bir tay seçerdi, bütün sene o tayla yarışlara hazırlanırdı. 11 yaşında 1.70 engel atladım. Şu an Veli Efendi Hipodromu'nda at binen jokeyler içinde Halis Karataş, Selim Kaya ve Sadettin Boyraz, haricinde tüm jokeyler Ekrem Kurt Apranti Eğitim Merkezi'nden mezun olan çocuklardır" diyor.