Dünyaca ünlü plastik cerrahımız Prof. Dr. Onur Erol, güzelliği tarif etti: Tek başına bir anatomik harmoni, güzelliği yansıtmaz. Kişinin gözlerindeki pırıltıyla, ışıkla bir bütünlük olması şart!.
Selvi gibi bir boy, sütun gibi bacaklar, incecik bir bel, okka gibi bir burun, badem gözler ve kiraz dudaklar... Hemen aklınıza muhteşem bir güzellik geldi değil mi? Ama öyle olmuyor işte. Çünkü mükemmel bir görüntü tek başına 'güzel' olmaya yetmiyor. Türkiye'de ve dünyada plastik cerrahi ile ilgili literatüre geçen çok sayıda yenilikleri bulunan Prof. Dr. Onur Erol, kişiden kişiye değişse de, güzelliğin belli bir ölçüsü olduğunu söylüyor. Bakın nasıl anlatıyor güzellik kavramını ve plastik cerrahideki son gelişmeleri Prof. Dr. Onur Erol: "Güzellik her 20 senede, 50 senede değişiklik gösteren bir konsepttir. Ama özellikle bazı normlar vardır. Bunlar Da Vinci'den itibaren konulmuştur. İnsanın orantılarının olması, daha düzgün bir yapıyı gösterir. Mesela bundan 50 yıl önce şişman bir kadın güzeldi, şimdi ince bir kadın güzel. Bu hep medyanın, özellikle görsel basının ve filmlerin etkisiyle belirleniyor.
'IŞIĞINIZI YANSITMALISINIZ' 50 yıl önceki Kleopatra şişman bir kadınken, bir Kleopatra oynanıyor; Elizabeth Taylor oynuyor. Çok değişik bir şey oluyor bu sefer. Formasyon değişiyor. Tabii ki, güzelliğin anatomik boyutu mevcut. Bir oranla bir harmoni olması, o kişideki o harmoninin yarattığı uyum, o uyumun da verdiği bir güzellik. Fakat tek başına bir anatomik harmoni de güzelliği tam olarak yansıtamıyor. Bir bakıyorsunuz, anatomik bozukluğu olan kişiler dahi daha güzel gözüküyor. Neden? Çünkü gözlerindeki pırıltıdan ve verdikği ışıktan. Demek ki güzellik sadece anatomik değil. O kişinin ışığını da vermesi çok önemli. O ışığı yansıtması, güzelliğe bir ruh vermesi... Ruhsuz bir anatomi, heykelden farksız olur o zaman. Demek ki, her bakımdan bütünlük şart. Bu iç güzellik olabilir. Güzellikte çok subjektif ölçüler var, fakat yine söylediğim gibi periyotlarla değişen bir anlayış hakim. Yani bir zevk; güzellik zevki değişiyor.
'ERKEKLER DE İLGİLİ' Ülkemizde kadınlar daha fazla estetik ameliyat yaptırıyor. Ancak son 20 yıldan beri erkeklerin de bu işe ilgisi arttı. Çünkü sosyal yaşamımızda insanın dinç görünme, daha taze, daha hoş görünme arzusu vardır. Yani insanlar niye gidip saçlarını kestiriyor, niye giyiniyorlar, kuşanıyorlar? Bu da onun bir parçası. Tabii erkeklerde daha çok ameliyatsız güzelliğe kayıyor. Sonrasında ameliyat sayılmayacak 'kesisiz ameliyatsız güzellik' dediğimiz ameliyatlar oluyor. Erkekler ve kadınlarda en çok burun ameliyatları yapılıyor. Amerika'da ise liposuction revaçta. Liposuction 15 yıldır ABD'de 1 numara. Daha önce meme, göz kapağı ve yüz önde giderken 15 senedir liposuction lider. Liposuction'da da birçok değişim ve gelişmeler oldu; yeni aletler çıktı. 'Vazer liposelection' diye bir alet var ki, liposuction'u daha kaliteli bir şekilde yapıp insanları yağ toplanmalarından kurtarmak mümkün oluyor. Ameliyat süresi kısalıyor, morluklar ağrılar çok aza iniyor, çok daha çabuk iyileşme görülüyor. Bir de sarkmalar olmuyor bu yeni sistemde. Sırf yağlara hücum eden, başka hiçbir dokuya zarar vermeyen bir sistem.
ÖNCE SAĞLIK Her şeyden önce insanlar sağlıklarını koruma durumundalar. Önce sağlık, ameliyatsız güzellik teknikleri, ardından da plastik cerrahi yöntemleri. Halkımızın bu konuda dikkatli ve seçici olması lazım. Halk ne kadar seçici olursa bazı şarlatan gruplar da o kadar ortadan kalkar. Yani halkın bu konuda görevi var. Hiç yolu yok, titiz olacaklar. 'UYDURMA İŞ' Birçok uydurma şeyler enjekte ediyorlar yüze, oraya buraya. Yok efendim 'biz şunu tedavi ediyoruz' diyorlar. Hiç ilgisi yok. Hiç yatırım yapmadan uydurma enjeksiyonlarla insanlara zarar veriyorlar. Bazı hastalar geliyor; mahvolmuş yüzler, mahvolmuş vücutlar... Bilmedik yerlere 'pat' diye gidiyor bir yere. Kim bu adam belli değil. Diplomasına bile bakmıyor. Plastik cerrah mı, değil mi? Plastik cerrahi, tıptan sonra 6 sene bir eğitim gerektiriyor. O bile yetmiyor, insanın kendini geliştirmesi gerekiyor. Bir bakıyorsunuz, hekim olmayanlar bile burnunu sokmuş bir şeyler yapıyor. Ya da yeni hekim olmuş, 2-3 hafta kurs alıp ulema kesiliyor. Bunlardan halkın haberdar olması ve kendini koruması lazım. Bakıyorsunuz, 'yüzüme bir şey verdi, enjekte etti' diyor. 'Ne verdi?' Bakmıyor bile, bilmiyor. 'İyi bir şey dedi sıktı.' Olur mu öyle şey? Buraya gelenler az çok seviyesi yüksek kişiler. Bunu nasıl yaparsınız, kendinizi kobaydan fena kullandırırsınız? Bilse, bilinçli olsa kobay bile istemez, razı olmaz ona. Birçok kişi ağlamaklı geliyor. Mahvolmuş yüzler. Bunların tedavileri de mümkün değil. Pasif küçük şeyler olsa onlar tabii ki düzeltilebilir. Ama yabancı cisimlerle doldurulmuş bir yüz komplikasyon yaptığı zaman çok zor. Yüzlerine ne verdiğine gelince, 100 tane madde var. 'Bu çok iyi' deyip sıkıyor oraya. Kolay, basit bir iş. Ne yatırım var, ne bir şey? Üstüne bir dünya da para alıyorlar. Yani kolay kazanç yolu.
'HAYLİ ÜRKÜTÜCÜ' Türkiye'de 600'e yakın plastik cerrah var. Tecrübe de çok önemli ama, halkımızın bir plastik cerraha gideceğinde en azından diploması olup olmadığına bakması lazım. Yapılan yanlış işlemler sonucu ciltte çökmeler, deride erimeler oluyor. Bunların geri dönüşümü çok zor. Frankestein gibi olan insanlar geldi bana. Bir de tabii sanat anlayışı olmadan estetik yapıyorlar. Bir bakıyorsunuz herkes arı sokmuş gibi. Bu sanat değil ki! Sanat yüze kontur vermek demek. Onu da bilmeden yabancı cisimleri sıkıyorlar. Bu yüzden herkesin seçici olması şart. Kozmetikte faydalı ilaçlar, koruyucu kremler, nemlendiriciler var. Ama buna da dikkat edilmesi gerek. 'Şu kremi kullandım gençleştim...' Laf! Hiçbir şey olmaz. Bunun bilimsel yaklaşımları vardır. Çok basit şeylerdir bunlar. Mesela bizi ne yaşlandırıyor? Birincisi genetik; ona yapacağınız bir şey yok. İkincisi çevre; güneş ışığı, ultraviyole ışığı. Bununla yıpranmış bir cilt, nasıl düzeltiliyor? Kremle mi? Hayır. Geçmiş olsun. Hiçbir şey yapamazsın. Herkesin ayağının yere basması, acayip şeyler beklememesi lazım. Elbette ki, güneşten koruyucu kremler de bize gerekli ama gençleştirmek için değil, kendimizi korumak için. Herkesin, küçük yaştan itibaren güneşten koruyucu, kaliteli kremler kullanması lazım. 'Bana bir şey olmaz' demeyin, sonra görürsünüz. ne olduğunu! Güneş kolajeni eritiyor, mahvediyor. Ama 'botoks faydalı mı?' derseniz, son derece faydalı. Botoksu da her yerde yaptırmamalısınız. Çünkü piyasada uydurma botokslar var. Çin botoksu var mesela. 10'da 1 fiyatına. Risk almayın, seçici olun.