Cinsel sorunlarımızı da toplumumuzda her konuda olduğu gibi özgüven problemimiz nedeni ile konuşamıyoruz. Yasaklama ve "Ayıp konuşulmaz" baskısı ile en doğal ve yaşamımızın bir parçası olarak kabul edeceğimiz cinsel hayatımızı toplumsal, etnik ve dinsel yasaklamalarla tabu haline getirmekteyiz.
Saygı duyulmalı Cinsel yaşam, hayatımız içerisinde yaşadığımız birçok değişik sorun kadar tartışılabilmelidir. İki kişinin özel duyarlılığına dokunulmadan, küçümsemeden, ertelenmeden tartışılmalıdır. Sorun olarak algılanmalı ve sorunun ehil uzmanları ile çözüm aranmalıdır. Sorun olarak kabul edilirse, çözüm bulmak ve içtenlikle yaklaşmak gerekir. Cinsel ilişki, birlikteliği kabul gören, birlikte olmaya karar vermiş iki kişinin en doğal yaşaması gereken biyolojik edim olarak görülmelidir. Kişi vücudunu ve çıplaklığını, karşı cinsin vücudunu ve çıplaklığını kabul etmelidir. Tanımalıdır. Ve çekinmeden tüm karmaşalarından arınarak dokunabilmelidir. Empati geliştirmeli ve tüm içtenliği ile yaklaşıp sevmelidir. Karşı cinsi eşi olarak, cinsel ortağı olarak görüp saygı duymalı ve ona yardım etmeli, cinsellik korkutucu bir edim olmaktan çıkartılmalıdır.
Sorunları yatakta çözmeyin Çiftler arasındaki sorunların ya da kavgaların çözüm yeri, yatak odası ve cinsel birliktelik olmamalıdır. Sorunlar ev ortamı dışında çözümlenmeli, eşler birbirlerini anlamalı, asla "Ben sana karanlıkta göz kırptım ama sen görmedin" suçlamasını yapmamalıdır.