Boyacı çocuk
1970'li yıllardı. Günlerden 10 Kasım... Boyacılık yapan bir çocuğun, boya sandığından kalkıp saygı duruşunda bulunduğu bir fotoğrafı hatırlıyorum. Atatürk'ü sevmeyi çocuk masallarında kargalara taş atmak sananlara inat, o cahil sandığımız küçük çocuğun gözlerindeki "çakmak çakmak" bakışı hiç unutmadım.
***
O zamanlar Mustafa Kemal'e saygının sınırları delik deşik edilmemişti. Buna boyacı çocuklar bile izin vermezdi çünkü. Gazeteler için 10 Kasım, anlamını yitirdi. Gazeteler için ülkenin güvenliğini sağlayan birçok şey anlamını yitirdi. Atatürk'ü sevmek, ülkeyi sevmektir, aydınlığı... Atatürk'ü sever görünüp ülkeyi soymak, ihanetlerin en büyüğüdür. Biz onları da gördük. Onlar ki, yobazlardan çok daha büyük zarar verdiler ülkemize, ilkelerimize..
***
Sonra onlar geldi, sonra diğerleri. Hepsi bir olup, 10 Kasım'lardaki saygının kökünü kurutmaya çalıştılar. Ama o boyacı çocuklar büyüdü... Onların çocukları da 10 Kasım'larda hâlâ hazırolda... Kargaları değil, karanlıkları taşlıyorlar... Yobazları da memleketi pazarlayan aydınları da gözlerinden tanıyorlar. Böylesine karanlık bir ülkeyi, hangi "çakmak" aydınlatıyor sanıyorsunuz?