Mesut Uçakan, 9 yıl sonra kendi dünyasını anlattığı 'Anka Kuşu Bana Sırrını Aç!'ı çekti. Filmin konusu: Bir yönetmenin ruh sancılarından kurtuluşu dergahta bulması!.
Reis Bey', 'Yalnız Değilsiniz' ve 'Kelebekler Sonsuza Uçar' filmleriyle tanınan Mesut Uçakan, 9 yıl aradan sonra yeniden yönetmen koltuğuna oturdu. Son olarak 1995 yılında 'Ölümsüz Karanfiller' filmine imza atan Mesut Uçakan, senaryosunu kendi yazdığı 'Anka Kuşu Bana Sırrını Aç!' adlı filmde, 12 Eylül, 28 Şubat ve türban konusunu işlediğini söyledi. Türk sinemasında her biri kendi türünde birer klasiğe dönüşen filmleriyle tanınan, ilk defa yargı sistemine, başörtüsü sorununa, faili meçhul cinayetlere dikkat çekerek "beyaz sinema" akımının öncü yönetmenleri arasına giren Mesut Uçakan, yeni filmiyle yine gündem yaratacağa benziyor. Ünlü yönetmen, başrollerini Yalçın Dümer, Ceren Öztürk, Kenan Bal, Kaan Girgin, Fatih Hürkan ve Gafur Uzuner'in paylaştığı filmin konusuyla ilgili olarak, "Gündemdeki yeri ve önemini koruyan siyasi gelişmelere göndermeler yaparak, bir yönetmenin 'ölümsüzlüğün sırrı'nın peşine düşmesini anlatıyor" dedi.
1 YILDA ÇEKİLDİ Çekimleri ve çekim sonrası teknik çalışmaları yaklaşık bir yıl süren "Anka Kuşu Bana Sırrını Aç!", Bolu ve bu kente bağlı otantik bir kasaba olan Göynük'te çekildi. Film, 1 milyon YTL'ye mal oldu. Müzikleri Serkan Akgün imzası taşıyan filmin yapım koordinatörlüğünü Necati Mesut Özen, görüntü yönetmenliğini Mehmet Gün üstlendi. Metin Uçakan, yeni filmiyle ilgili şu bilgileri verdi: "Türkiye'nin sosyal ve siyasi yapısına dair bir dizi önemli soru ve sorgulamaları beyazperdeye taşıdık. 'Anka Kuşu Bana Sırrını Aç!', mitolojideki 'Anka Kuşu' metaforundan yola çıkılarak, modernize çağın insanının yaşadığı açmazları ele aldı ve 'kurtuluş' için de izleyicilere çok farklı bir reçete sunmayı amaçladı. Filmin en çarpıcı tarafı, filmdeki yönetmenin içinde düştüğü ruh sancılarından kurtuluşunu bir dergahta bulması. Bu açıdan filmde, tekke ve dergahlara farklı bir pencereden yaklaşıldı. Kurtuluş reçetesinde; günümüzün vahşi çatışmalarla dolu ortamındaki insanların, mutluluğu farklı yerlerde aramak yerine, kendilerini içlerinde uzanan sonsuzluğun sakin sularına bırakmaları yönünde..."
9 KASIM'DA VİZYONDA Ünlü yönetmen, 9 Kasım'da vizyona girecek olan 'Anka Kuşu Bana Sırrını Aç'ın hikayesini ise şöyle anlattı: "Kahramanımız idealist ve büyük ödüller almış bir yönetmen. Fakat fikir sancısı çekiyor, hayatın gizemini okumaya çalışıyor, metafiziğe el atmak istiyor. Ölümsüzlük sırrını yakalamak gibi bir endişesi var. Kendi hakikatini, varoluş sırlarını kurcalama çabası, yani bir anlamda erme durumu bu. Kendi yanlışlarına başkaldırıyor. Bu, benim gözümde bir kahramanlıktır. Ama ikinci bir eylemi var ki, o da sosyal plandaki pekçok problemle de ilgileniyor olması. Mesela 12 Eylül'ü, 28 Şubat'ı ve başörtüsü sorununu ele alıyor. Filmin biraz siyasal uzantıları olan tarafı da var. Nihai nokta, 'Anka Kuşu' ile sembolize edilen; her insanın kendi hakikatine yaptığı yolculuk." Filmde sürekli sorgulanan 'varoluş sırrı'yla anlatılmak istenenlere gelince; kendisi de metafizik bilimiyle ilgilenen Mesut Uçakan, "Metafiziğe açıldığınız zaman önünüze birçok problem çıkıyor. Biz, metafiziği kurcalıyoruz. Bu felsefenin konusu. Bizim dinimizde tasavvuf; Allah tarafından bildirilen bilgidir. İşin izah tarafı en zor olanı da bu. Ama Türkiye'deki mevcut seyirci profili metafizik konusunda daha toplama ve çıkarmaları bile bilmiyor" dedi. Bu nedenle senaryoyu defalarca elden geçirdiklerini belirten ünlü yönetmen, "Seyircinin anlamasa bile bu filmi izlerken çok heyecanlanacağını ve etkileneceğini düşünüyorum. Çünkü ben, her insandan mutlaka metafizik bir tel geçtiğine inanıyorum. Bizim niyetimiz o tele dokunmak. Bu filmden sonra bazı kesimler tarafından eleştiri alacağımı da biliyorum" şeklinde konuştu. 'YERLİ MATRIX DEĞİLİZ' Filmde yaptığı siyasal eleştirilerle bir risk aldığını düşünmeyen Mesut Uçakan, şöyle devam etti: "Bilakis; yeni tartışmalar, yeni yollar açması bakımından filmimin faydalı olabileceğini düşünüyorum. Bir duygu yoğunluğu içerisindeyim ve bu mevcut toplumun akışı dışında bir yerde. Filmde samimi olarak kendi dünyamı yansıtmaya çalıştım. Sadece bu, seyirciye ne kadar geçecek onu düşünüyorum. Seyirci her ne kadar aptal espirilere gülse de, ne kadar basit konulara ilgi gösterse de, onun altında bir metafizik terim olduğuna inanıyorum." 'Anka Kuşu Bana Sırrını Aç!' bazı eleştirmenler tarafından 'yerli Matrix' olarak yorumlandı. Ancak ünlü yönetmen bu benzetmeden çok rahatsız. Mesut Uçakan, "Matrix'in ilgi çeken yanı, entelektüel planda hayata getirdiği bir yorumu olması. Ancak, Matrix geniş kitleleri felsefesinin yanı sıra o görkemli dövüş sahneleriyle, büyük bütçesiyle etkiledi. Şimdi 'yerli Matrix' denilince, bizden de o beklenilecek. Ama böyle sahnelerimiz yok! Hayata getirdiği yorumla örtüşen taraflarımız var" dedi. Matrix'te görülen her şeyin bir smilasyon olduğuna dikkat çeken ünlü yönetmen, şöyle devam etti: "Bizim kültürümüz yıllardır Allah'tan başka her şeyin hayal olduğunu söyler. Bu konuyu bilimsel gerçeklere dayanarak açacak olursak; Quantum fiziği de, maddenin gerçekte olmadığını, gördüğümüz her şeyin bir yansıma olduğunu söylüyor."