Spor yazarı panayırı Seç,beğen,oku Öcal ağabey (ULUÇ).. Bu yaz, bana çok büyük iyilik yaparak, sanal alemde bir grup gençle tanıştırdı. O kadarla kalmayıp, "http://www.sporyazarlari.com"www.sporyazarlari.com sitelerini masaüstüme kısa yollayarak vazgeçilmezim yaptı. Amatör girişmiş ama çok profesyonel bir internet sitesi yapmışlar bu genç kardeşlerim. Kimseler ve neredeyseler çok teşekkür ederim hayatımı kolaylaştırdıkları için. En güzel tarafı da çok zevkli bir sayfa düzeni içerisinde, yorumsuz tüm yelpazenin, arşivde ki eski yazılarıyla birlikte göz önüne serilmesi. Kim o gün ne yazmış orada. Başka bir hoşlukta yazı tıklama sayısına göre otomatik belirlenen "enfazlaokunanlarklasmanı". Yazınızın okunduğunu/okunmadığını görüp amatör duygusallık yaşama olasılığı sunulmuş. Yapanlarıneline,izleyenleringözünesağlık. Tabii ki elime geçen bu muhteşem olanakla basketbol yazanlarımızın tamamınına yakınının son durumlarını görebiliyorum. Peşinen söyleyeyim ki Hıncal ağabeyin (Uluç) dediği gibi "bu ülkede basketbol yazarı yok" değil var. Var ama yazabiliyorlar mı işte o tartışılır. Aslında amelde pek farkları yok ama şöyle ayrılıyorlar birbirlerinden; yazabilecekken yazdırılmayanlar, yazarken nabza göre şerbet vermeyi yeğleyenler, kişisel dünyevi beklentiler adına yalakalık yapıp güç odaklarına yakın olmayı seçenler. İnsan yelpazesinin böyle oluştuğu ortamda yazıların ortak böleninde "suyasabunabulaşmayan,nekokarnebulaşır" bir ortak üslup çıkıyor. Koçu eleştirse onu getiren idareci alınacak, oyuncuya yüklense arası bozulacak endişeleri maç yorumu yazanları/tv yorumu yapanları, mesela; SAVUNMA DİRENCİNİ ARTTIRABİLSELER BAŞARIYI YAKALAYACAKLAR, klişesine sıkıştırmış, kuru derelerde boğulmuşlar. Babamızın da bilebileceği basketbola ait teknik gerçekleri yan yana yazıp, konuşup duruyorlar da neden böyle oluyora girmeye cesaret eden yok. Hani şu oyuncularda olmazsa olmazını yazıp durdukları YÜREK'ten kendilerinde olsa, takımların başarısızlıklarının teknik ve yönetsel nedenlerini yazarlar. Çektikleri resimleri yayınlayacakları günü saptayan magazin muhabirleri benzeri, zülfüyra dokunmamaya ortak yemin etmiş gibiler. Dükkan sahibiyle bozuşup avanta yemekten olmamak için önlerine konan balığın baştan koktuğunu söylemektense, balıkçılığın dünü bugünü muhabbetiyle günlerini kurtarıyorlar. Kendilerinin bileceği iş ama benden söylemesi; Yazdıklarıyavan,kariyerleriyalanoluyor.